Tavsancali Tarihi::Yazar--Ihsan Eken:VEGER dergisinden alinti
Bundan
yaklasik 300 yil once1691 tarihli kapsamli iskan kararinin bir sonucu
olarak Orta Anadolu'nun yuksek ovalarina yerlesdirildiklerinde
karsilasdiklari manzaranin hoslarina gidiklerini tahmin
ediyorum,Ilkbahar aylarinda havalarin isinmasiyla geldiklerini
dusunursek her tarafi yemyesil,rengarenk çiçeklerin olusdurdugu
hali gorunumlu alanlar meyva çalilari ozelikle üzüm ile dolu yamaç
ve tepecikler ve degisik yerlerden akan pinar sularinin olusdurdugu
küçük dereçikler,hemorulmus göçebelerin hem de koyun,inek ve
diger hayvanlarin istahladigini saniyorum,
Keske
göçebelerin içinde yazma ailiskanligi olan birisi olsaydi
da,genelde düz olan arazinin muhtesem cennetsel güzeligini bize
aktarsaydi,Keske gelis sebeblerini,aile ve üyelerinin
sayilarini,inek,koyun ve at rakamlarini v,s yazsalardi,Ama biliyoruz;
göçerlerin böyle bir aliskanliklari pek olmamis,Onlar
tarihlerini,efsanelerini,masal ve hikayelerini hep sözlu
aktarmislar,Bütün bu birikimleri yaziya dökmek bizim nesile kalmis
gibi görünüyor, ^Resvan
Federasyonu'nun bir asireti olan Omariler,ilk çadir kurduklari yerin
kasabanin hemen disindaki Birresk(siyah kuyu) dedigimiz yer
olmusdur,Bireskin hemen güneyindeki Ara Bira'da küçük pinarlar ve
bunlarin olusdurdugu uzun bir dere vardir,<ar< bilindigi üzere
ates demekdir,çadirli yerlesim yerlerine ar demekdeydiler,Ara Bira
ismi buradan gelmis olmalidir,
1850'lerde
kasabanin su andaki merkezinde Konyalilarin hewsolari(bir cesit agil)
vardir ve muhtemelen yaz aylarinda koyunlari için yayla olarak
kullanmakdaydilar,Bölgeninde yerlesmeye uygun yeri burasidir,Zira
bölgenin önemli su kaynaklari olan va sonrasindan isimleri<kaniya
Camiyé< < kaniya Bejdeliyè<ve <kaniya Qarka< olacak
olan çesmeler burdadir,Ana yola da daha yakindi, Ilkyerlesimden
kisa bir süre Konyalilar bölgeyi terketmis ve yerlesim bugünkü
yere geçirilmisdir,Yerlesim iki çesmenin etrafina yayilmisdir, <Qon<
dedikleri kara keçi kilindan yapilmis evlerin büyüklügü<sun <
dedikleri sütunlar belirlemekdeydi,çadirlarin içi de hasir ve
halilarla çesitli bölümlere ayrilirdi, Atalarimizin
konakdiklari veya mecbur edildikleri bu yeni yerlerdeki muhtesem doga
zenginligi ve güzeligi disinda,daha önçeleride bir çok yerde
gördukleri,çesitli harebelerle de karsilasdilar,Zira bölge bin
yillarinda Selciklularin hakimiyetine geçdiginde yikilip
insazizlasdirilmisdir,Geriye kalan harabe taslarindan en son grubun
hiristiyanlar oldugu anlasilmakdadir,Kasabanin güneyindeki
tepede,Tavsandagi bugün ziyaretyeri olarak anilan yerde bir tas
havlu ile çevrili iki odali bir yapi vardir,Izlerini hala görmek
mümkün, Ayrica kasabaya
bagli Uzunkuyu'nun ortasindaki büyük höyügün çevresinin siyah
tastan yapilmis bir surla çevrili oldugu anlatilir,Bu höyügün
asirlar önçeki bir yerlesim yeri oldugu çesitli kültürlere
asirlarca konaklik ettigi tahmin edilmekdedir,Harebelerdeki çesitli
büyüklükdeki mermer blok ve sütunlar ile höyügün sur
taslarizamanla evlerin temelerinden kullanilarak çogu yok
olmusdir,Ceesitli yerlerde bulunan belki 2000 litre suyu alabilecek
büyüklükdeki ambar ve diger ebattaki testilerin çogunlugu hazine
buldugunu sanan insanlarimiz tarafindan kirilmis yok edilmisdir,Ayni
sekilde islenmis sayisiz mermer ve granit taslarinda çogunlugu yok
edilmisdir,Bizim göcerlerin eskiye olan yaklasimlari kendi basina
bir inceleme gerekdiriyor,Ama net olarak görülen sudur ki ne
bulduklari tarihi zenginlik ve eserlerinin degerlerini
anlayabilmisler,ne de kendi tarihi esyalarini,örnegin
halilar,kilimler, cuvallar,heybeler,giyim esyalari,mutfaklarinin
bakirdan,gümüsden yapilmis esyalari,elisi orgüleri vs, gibi çogu
zenginliklerini ya yakmislar ya çöpe atmislardir ya da üç bes
kurusa çerçilere satmislardir,Bütün bunlarin çogunlugunun
korundugunu düsünün,Tavsancali'da muazzam ve ilginç bir müze
olmazmiydi?Atalarimizi tarihlerini ve yasamlarini çesitli yonlerini
daha saglikli bir sekilde tanimazmiydik?Bugün onlari anlatmakda daha
az zorluk yasardik sanirim, Selçuklularin
bölgeyi bosaltmasindan sonra tekrar birtakim yerlesimler
olduysa'da,Osmanli döneminde Celali isyanlarindan dolayi Orta
Anadolu'nun bir çok bölgesi tekrar bosaltilmisdir, Yaklasik yüz
sene süren Celali isyanlari ancak 1650'lerde kontrol altina
alinabilmisdir, Ayni tarihlerde Antakya ve Halep arasindaki bölgede
ciddi olarak göcebe yigilmalari vardir, Bunlar Türkmen ve Kürt
asiretleridir, Yaz aylarinda Güneydogu anadolu'nun kuzey
bölgelerindeki daglara cikan bu asiretler kis aylarinda ise sicak
iklimi olan Antakya ve Halep bölgelerine dönüyorlardi, Göçebe
nüfüsun artisi otlak kavgalarina, göç sirasinda yerlesiklerle
problemlere hatta talanlara sebep oluyorlardi, Osmanli
devleti bosalan Orta Anadoluyu tekrar canlandirmak ve Antakya Halep
bölgesindeki yogunlasan göçebelerin çikardiklari sorunlari çözmek
amaçiyla 1690 yilinda kapsamli bir iskan karariyla diger bölgelerle
birlikde göçebelerin önemli bir bölümünü Sivas, Kirksehir,
Ankara ve Konya'nin kirsal alanlarina yerlesdirilmek üzere
gönderimisdir, Konya
bölgesine gelen Omari asireti ve diger birçok asiret bölgenin kis
sartlarinin agir olmasi nedeniyle kis aylarinda tekrar Antakya-Halep
bölgesine gitmisler ve yaklasik 150 yil süresince yazlari Konya'da
kislari Antakya-Halep bölgesinde geçirmislerdir, Hatta ilk
geldikleri kista binlerce hayvanin soguk ve yemsizlikden telef
olduguda anlatilir, Göçebe
koyunculuk yapan,yani yazin byüksek yaylalara çikan,kisin sicak
bölgelere inip otalak hayvanciligi yapan insanlarin Konya bozkirinda
kisin kendilerini ve koyunlarini korumalari mümkün degildi, En
basitinde mandiralari yokdu,Yapmasinida bilmiyorlardi,Kuyulari
yoktu,kuyu kazaçak küreklerinin bile olmadigi anlatilirdi, Koyun
için yem ve samanlari yoktu,Bu güçlüklerden dolayi Osmanlinin da
zorluk gösdermedigi yani g¨ç yollarina izin verdigi
anlasilmakdadir, Ana yol çukurova üzerinden yapilmisdir,Antakya
gidisleri için sicak bölge anlamina gelen « Sel'e
gittik »tabirini kulanilirdi,
Bir yaz
döneminde Konya'daki kuraklik nedeniyle Samsun Bafra'ya gittikleri
anlatilirdi,Gidilen bir diger yer Sivas uzunyayla'dir,Kaç sene
oldugu da tam olarak hatirlanmiyor, 1850'lerden
itibaren Osmanli gitmelerini engellendiginden, kislari'da Konya'da
kalarak devamli yerlesiklige geçmisler,Zaman içinde, çadirlardan
kerpiç evlere geçmislerdir, Geçisin yavas oldugunu düsünmek
gerekir,çünkü yerlesimden yaklasik 45 yil sonra yani 1895'lerde
büyük bir kuraklik oldugu için o yaziSamsun'da
geçirmisler,çadirlari olmadan gitmeleri mümkün degildi,Anlasilan
kislari köyde yani kerpiç evlerde yazlarida »arabira »
« birresk » « papoglu » gibisu kaynaklari
olan alanlarda çadirlarda oturuyorlardi,Böyleçe koyunlarini daha
iyi otlatiyorlardi,ve kuzularina süt sagimi vb,islerini daha iyi
yapiyorlardi,Esasen son yillara kadar kasabanin ismi Türkçe
kisladan « kisla » olarak soylenirdi, Kanimca
1920-1930'lara kadar kerpiç evlerin yaninda çadirlarini'da muhafaza
etmislerdir, Zaman içinde
kuyu açmayi'da ögrenmislerdir, Uzunkuyu'daki<Bira
korte>nin(çukurdaki kuyu) eski yerlesimlerden kalip kalmadigini
bilmiyoruz Muhtemelen 1930'lardan sonra buralara bir çok kuyu
açilmisdir,Yaylalar isimlerini kuyulardan almislardir,<bira
tirej><bira talik>gibi,,,kasabanin diger yaylalari
Pazarözü,Papogluve Birçe'dir, Papoglu
muhtemelen önceden Kulu'nun yaylasidir, Birçe kelimesinin örjinali
burç olabilir,
çiftçilik,
yapmayi çevredeki yerlesik koylerden ögrenmislerdir,çiftçilikle
ilgili kelimelerin asagi yukari tamami Tûrkcedir, Aniz,yava(yaba)
dirgen,tirmik,anadot,lot,tinaz vb,Ilk ekimin 1990'lerin baslarinda
yapildigi saniliyor, Ilk tarlalar Birresk ve köyün hemen güneyinde
açilmisdir,Tapuya ilk kayitlarin 1936 yilinda yapildigi iddia
ediliyor,1950'de Toprak Komusyonu Kanunu'nun çikmasiyla birlikde
tarim alanlarin degisik alanlarda genisletildigini
anliyoruz,1960'lara kadar deveçilik yaptiklarinida biliyoruz,Deve
kantarlariyla gölden tuz alarak Manisa,Aydin gibi sehirlere götürüp
sattiklarini,donusde inçir üzüm,vb,ürünleri getidikleri
anlatilir,Deveciligin yerlesimlerinden önce veya sonra oldugunu
bilmiyoruz,çiftcilik gibi deveçiliginde deyimleri tamamen Türçedir,
Kantar,Bura,Arna vb,gibi,Eski haritalarda kasabanin ismi kurdoglu
olarak geçer, Eski
haritalarda Kurdoglu geçmesine rahmen, kasabanin resmi adi ömeranli
idi,1960'ta Tavsançali oldu,Idari sekli kasaba yani Belediye'dir, NOT:Dergideki orjinal resimleri kopyalamasini yapamadim. Yani beceremedim.Tavsançali.ucoz.com sitesindeki arjivinden bir kaç resim ekledim.
|