Değerli Okuyucular
!
Orta Anadolu
Kürdlerinin yakın dönemde ortaya serdikleri "Müzikal Değerleri” ele alan,
inceleyen kapsamlı bir çalışmayı sizlere sunuyoruz. Bu çalışma 5 yıl önce
Sevgili Mem Xalîkan tarafından Bîrnebûn dergisi için yapılmıştı. 5 yıllık süre
içerisinde bu alanda temel değişimler olmadı. Yeni ürünler verildiyse de yazı
hala güncelliğini korumaktadır. İlgiyle okuyacağınızı umut
ediyoruz.
Bu çalışmayı
yayinlamaktaki amaçlarımızdan birisi de, Kırşehir Kürdlerinin bu özgüldeki
konumuna dikkatleri çekmektir. 34 sanatçı-yorumcu içerisinde ve onlara kaynak
olan yüzlerce ağıt ve sevda türküsün altında bir Kırşehirlinin imzası yoktur.
Üzüntü verici bu durumun sebebleride bizlerden kaynaklanıyor olmalı. Müzikle
olan ilişkilerimizin aslında bu denli zayıf olmadığını bilmekteyiz. Tarihimizde
bize ait yüzlerce ağıt ve sevda türküsünün varlığından haberdarız. Şimdiye kadar
derleyen toplayan ve kasete okuyan olmadığı için böylesi çalışmalarda yer
edinmemişlerdir.
Kırşehir Kürdlerinin bu özgülde yaşadığı değer yitimine,
karşı yapılabilecekler akla gelirse bu çalışmanın yayınlanması amacına ulaşmış
demektir.
Saygılarımızla
Kurdên Kirşehîrê
![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/KurtRemzi.jpg)
Halklar, dil ve kültürlerini koruyabildikleri oranda bir
kimliğe sahip olmuşlardır. Orta Anadolu Kürtleride tüm baskı ve yasaklara
karşın, kültürlerinin ürünü olan müziklerini, ağıtı, sevda-kahramanlık türküsü
ve ninnisi ile günümüze sözlü olarak
taşımışlardır.
Genel
anlamda Müzik; halkların yaşam sürecinde duygu, düşünce, acı ve sevinçlerin
ifade ettiği, ezgi ve duygu olarak evrensel bir dil, anlatım ve yaklaşım olarak
da, kendi öz yaşamlarından motifler kattığı bir kültür ürünüdür. Toplumların
yaşam serüvenlerinin bir yansıması olan müzik; bir kültürel iletişim aracıdır
da. Müziğin oluşum ve gelişimi, halkların sosyolojik, etik ve tarihsel
gelişimleri ile direkt ilgilidir. Toplumların ekonomik ve sosyal refah düzeyleri
müziğin gelişiminin seyrini biçimlendirir.
Bölgede 200-250 yıllık yaşamlarında, etnik kimlik, anadil
ve kültürlerini koru****** sayısız değerler yaratan Orta Anadolu Kürtleri bir
kültür ürünü olan müziklerinide, öz yaşamlarının motifleri ile günümüze
taşıyabilmişler. Ancak, bölge Kürtlerinin dil ve kültürleri üzerindeki yasak,
baskı ve asimilasyon politikalarından dolayı, yazılı edebiyat gelenekleri
olmamıştır. Bunun doğal bir sonucu olarakta, yarattıkları kültürel değerlerin
büyük bir kısmı yok olup gitmiştir.
Son yıllarda, etnik kimlik, sosyolojik yapı ve
tarihlerini inceleme ve araştırmaya başlayan bölgenin okumuş ve aydınları geçte
olsa bu eksikliğin önüne geçmiş oldular. (Bölge ile ilgili yayınlanan kitap,
araştırma yazıları, çeviriler, Bîrnebûn’un yayın hayatına başlaması vs.)
müziklerinde de yukarıda saydığım sıkıntı ve eksiklikleri yaşayan OAK’leri,
ölüsüne yaktığı ağıtını, sevgiliye yakılan sevda türküsünü, ninnisini güçlü olan
sözlü edebiyat geleneği ile yaşatarak günümüze
ulaştırabilmiştir.
1970‘lere kadar müzik konusunda tarihe
belge bırakma (Plak, kaset vs.) anlamında bölgede bir çalışma yoktur.
1972’lerden sonra Haymana’lı (Bazika köyü) Remziye Elî Kino (Kürt Remzi) ilk
defa korsan kasetlerle bu çalışmayı başlatmıştır. Elbetteki Kürt Remzi’den önce
de bölgede Kürt müziği vardı ve bölgede Kürt müziğinin tarihi Remzi ile
başlamıyor. Yukarıda da belirttim, belge anlamında (kaset) bu konudaki ilk
çalışmalar Kürt Remzi ile başladığından yazımın başlığını Kürt Remzi’den
günümüze şeklinde belirledim. Yine başlıktaki Orta Anadolu Kürt Müziği de;
Ankara-Konya-Kırşehir üçgenindeki Kürtlerle sınırlıdır.![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/SerbulentKanat.jpg)
OAK’lerinin son birkaç yıldaki; etnik kemliklerini
sorgulama, tarihsel köklerini araştırma ve sosyolojik inceleme çalışmalarına
paralel olarak, müzik çalışmalarında da bir kıpırdanma oldu. Öyleki; son üç
yılda müzik kaseti yapmada, bölgede bir patlama yaşandı. Bu çalışmalar; bölgede
Kürt kimliğinin sahiplenilmesi, bölge müziğinin yaygınlaşması, yöreler arasında
bu konuda iletişimin sağlanması ve daha çokta, bügüne kadar yaratılmış ürünlerin
derlenip, savrulup kaybolmalarının önüne geçilmesi açısından çok önemli kültürel
bir hizmettir.
İşte;
yazımın konusu bu son yıllarda yapılan kaset çalışmalarının küçük bir
değerlendirmesi olacaktır. Önce, bölgede bugüne kadar yapılan kasetlerin ve bu
kasetleri yapan sanatçıların bir listesini vereceğim.
Kürt Remzi Haymana / Bazika
Zevik, Hemal Hemo,
Helbe Tulbe, Keko Were, Veyle, Kîza Metê, Zalim Pere, Şehît Esker, Cenazê Min
Tê
Serbülent Kanat
Cihanbeyli / Bulduk
Kamyona Îzzet, Lo Bertî, Gundê Kortê, Dîsa dîsa, Lê lê
Şemê, Şîlan,…
Şevket
Kağıtçı Haymana / Yurtbeyli
Teylo, Tu ye Kuye, Vijdansizê
Yasin Şekerci Cihanbeyli / B. Beşkavak
Min ve Dûne (1998),
Kamilowo (1998), Gurbetîye (1999), Koma Me
(2000)
Haymanalı Zeliha
Haymana / Kutluhan
Kamil lawo (1999), Dibezî (1999), Dert Giranim (2000), Du
du dudu çar dike,
Tülay
Kürt Remzi`nin Kızı / Haymana
Serî Çîya (1999), Seva Te
(2000)
Nurettin Çiçek
Cihanbeyli / Yeniceoba
Narme Pez (1997), Çeme çeme
(1999)
Süleyman Özelses
Kulu / Tuzkaya
Xalo
(1999)
Cengiz Acar Kulu
/ Tavşançalı
Ji Omera
(1999)
Şevket İlhan Kulu
/ Kırkpınar
Dilbera min
(1999)
Kırkpınarlı
Nurten Kulu / Kırkpınar
Teyro Teyro
(1999)
Heval Hemo Cihanbeyli / Kelhasan
Bê te nabe Xezal (1999)
Esma Can
Cihanbeyli / K. Beşkavak ![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/Nurten.jpg)
Kanî
Kanî (2000)
Halis Yıldırım Kulu / Tavşançalı
Dengê Şîrîn (1999)
Mustafa Hazinses
Kulu / Arşıncı
Kurdî Hemme (1999), Hawar Gundo
(2000)
Osman Durak Kulu / Tavşançalı
Lo
Dîno (2000)
Xelîkanlı Ahmet Cihanbeyli /
Gölyazı
Nadim Keçê (1998)
Tavşançalılı
Melek Kulu / Tavşançalı
Megrî Dakê
(1999)
İsmet Örnek Polatlı
Dotmame
(2000)
Koma Hevling Kulu Zincirlikuyu /Karacadağ
Ma bi dil ba (1999)
Koma Xelîkan Kulu /
Karacadağ
Rindê, Gula mamê,
Tuncay
Kaya Polatlı
Gurbet (1999)
Dengbêj
Hakan Polatlı
Daweta Kurd (1999)
Seyfi
Vural Haymana / Yurtbeyli
Hele hele Bostanê
(1996)
Mehmet Doğan Haymana
De boro, Tu
Gulcane, Vigiran ra Kudsiye Garibane
Kululu Osman Kulu /
Tavşançalı
Ji Eşîreta Konyê, Ax lawî mode
Haymanalı Hayrettin Haymana
Detto Boo
Medet Erdoğan Haymana / Bumsuz
Memê mi
Lore,
Dedo Cihanbeyli / Kelhasan
Derde
dila, Were yaro
Hikmet Özkan Kulu / Canımana
Min vimiran
Niyazi Gönülkırmaz Kulu /
Canımana
Pir negere
Ali Rıza Polatlı
Zelxê
Kürt Zeyno Polatlı
Helbe Tulbe
Bayram Özcan Cihanbeyli / Kelhasan
Koma me ![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/KomaXelikan.jpg)
Mevlüt Çelik Haymana /
Kutluhan
Eyvah Cemo, Yar
Gozelê
Bu kasetlerin
isimleri ve basım tarihleri, Kaset Satış Büfelerinde, incelenerek tesbit edildi.
Ancak, listede görüldüğü gibi Kürt Remzi’nin kasetlerinin tarihi 1992 ve sonrası
olarak verilmekte. Bunun sebebi: Kürt Remzi’nin ilk kasetlerinin korsan olarak
basılmasıdır. Ve daha sonra Remzi’nin iradesi dışında bu kasetlerin ikinci,
üçüncü, dördüncü, belkide beşinci baskıları kaset şirketleri tarafından yapılıp
piyasaya sürülmüştür. Listede verdiğim Remzi’nin kasetlerinin tarihleri bu
bahsettiğim son basım tarihleridir. Remzi, ölümünden önce Bîrnebûn’a yaptığı
röportajında 10-12 kaset yaptığını belirtiyor. Ben bunlardan ancak adı geçen 9
kaseti tesbit edebildim.
Yine Kelhasanlı Dedo’nun 4 kaset yaptığını tesbit ettim.
Piyasadaki iki kasetin adını verdim. Diğer iki kaset piyasada olmadığından isim
ve çıkış tarihlerini tesbit edemedim. Ayrıca bazı kasetlerin karşısında tarih
verilmemiş, bunlarda piyasada bulunmayan ama isimleri bilinen
kasetlerdir.
Halklar,
dil ve kültürlerini koruyabildikleri oranda bir kimliğe sahip olmuşlardır.
OAK’leride, tüm baskı ve yasaklara kaşın, kültürlerinin ürünü olan müziklerini
ağıdı, sevda-kahramanlık türküsü ve ninnisi ile günümüze sözlü olarak taşımış
1972’ lerden sonra da Kürt Remzi, anonimleşmiş bu parçaları otantik yapılarını
koru****** kaset yapmış ve ölümsüzleştirmiştir.
Remzi, yaptığı bu kasetlerle
Konya-Kırşehir-Ankara Kürtlerinin gönlünde taht kurmuş, düğünlerin, davetlerin
aranan sanatçısı olmuştur. 1975’lerden sonrada resmi izinli 10-12 kadar kaset
yaparak kültürün korunması ve bölge Kürtleri arasında yaygınlaşmasında büyük bir
hizmette bulunmuştur. Motire Elî, Hecî ya Lawo, Gunde me deve nevale, Eskero
yaro, Etê pore minî reşe gibi bölgede klasikleşmiş bir çok parçayı kaset yapıp
günümüze taşıyarak bölge Kürtleri arasında Kürt Remzi adını
ölümsüzleştirmiştir.
![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/Melek.jpg)
1989’lardan sonra Serbülent Kanat, Nurettin Çiçek, Şevket
Kağıtçı gibi birçok sanatçı bu çalışmalara katılmış, yaptıkları bölge müziği ile
birçok değerli ürünler vermişlerdir. 1997-2000 yılları arasındaki son üç yılda
bu sanatçıların arasına birçok yeni isim katılmış ve bölge müziği ile kaset
yapmada adeta bir yarış başlamıştır.
Yukarıda verilen listeye dikkat edilirse; bugüne kadar 35
sanatçı tarafından 70 kadar kaset yapılmış. Bu kasetlerin 50 kadarı son üç yılda
yapılmış. Bu durum, OAK’lerinin son yıllardaki tarihi araştırma, sosyolojik
inceleme ve kültürel çalışmaları ile bir paralellik arzetmektedir. Bu
çalışmalarda son yıllarda Türkiye’de verilen Ulusal demokratik mücadele ve bunun
neticesi, bölge Kürtlerinin kendi kimliklerini sahiplenmesi ve Türk devletinin
de bu konuda bir yumuşama içinde olmasının etkisi
büyüktür.
Bu
sanatçılarımızın yaptıkları çalışmaları takdirle karşılamamak mümkün değildir.
Bu çalışmalar bölge Kürtleri için bir güzelliktir. Ancak, her çalışmada olduğu
gibi, yapılan bu müzik çalışmalarında da, mükemeli yakalayabilmek ve en güzele
ulaşmak ciddi uğraş ister. Bölgede daha derlenmemiş çok sayıda ağıt, türkü var.
Halka inip kaynak araştırmaları yapıp bunları derlemek bu sanatçılarımızın
görevi olmalıdır.
Yalnız, derlemeler yapılırken; daha çok kaynak kullanmak,
derledikleri parçaları gerek melodik, gerekse söz açısından otantik (aslına
uygun) hallerini bozmadan yorumlamaları gerekir. Bu konu, müziğimizin kendi
kökleri üzerinde yükselip gelişmesi açısından önemlidir.![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/HaymanaliZeliha.jpg)
Toplumumuza bu değerli hizmeti sunan
sanatçılarımızın, bundan böyle yapacakları çalışmalarda, yaptıkları hizmetin
ciddiyetinin bilincinde olarak, daha güzel eserler yaratacaklarına olan inancım
sonsuzdur. İleriki çalışmalarda güzeli yakalayabilmek için şimdiye kadar yapılan
kasetlerin bir değerlendirmesinin yapılması gerekir. Bunun için; bu konuda
yetkin olduğuna inandığım, bölgemiz Kürt kökenli, Türk Halk Müziği sanatçısı
sayın Bilal Ercan’dan bu çalışmaların bir değerlendirmesini yapmasını istedim.
Bana faxla aşağıdaki görüşlerini bildirdi.
„OAK’lerinin yeterince, müzikal kaynağı var. Daha
derlenmemiş bir çok ezgi varken, Türkçe’den ezgi almak gereksizdir.
Bunu son dönemde kaset yapan birçok ezgi genç arkadaşımız yapmaktadır. Bu kendi
altın madenini görmeyip, komşunun madenine saldırmaktır. Geçmişte gerek Kürt,
gerekse Türk müzisyenler, Kürtçe’den Türkçe’ye çok ezgi almışlardır. Biz bunu
hep kınadık, Çünkü ezgiler alındıktan sonra, Türk ezgisi gibi sunulmuşlardır.
Şimdi aynı hatayı bizim yapmamız doðru değildir. Bir dilden bir başka
dile ezgiler alınabilir, ama kaynağını net olarak belirtmek
koşuluyla.
Kaset çıkarmanın güçlüklerini bilen bir insan olarak,
kaset çıkaran arkadaşlarımı çok kınamak istemiyorum. Ama kaliteye azami önemin
verilmesininde gerekliliğine inanıyorum. OAK’lerinde müzik kaseti yapma olayı
yakın tarihte başlamıştır. Bu süreçte bu çalışmaları gerçekleştiren yorumcular,
biraz ekonomik güçlükler, çoğunluklada, eksik bilgiden kaynaklanan hatalar
yapmışlardır. Bir kere türkülerde var olan ritmik hataları (ki bunları
yaratanların müzik bilgileri olmadığı için) yorumcuların düzenleyip, bir ritmik
kural içerisine sokmaları gerekmektedir. Bu yapılamayınca, eserlerin stüdyo
kayıtlarında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bir eseri aslına uygun okumak demek,
onun sözlerine, makamına ve ritmine dokunulamaz, düzeltilemez demek değildir.
Kaynak kişi ile derlemeci veya yorumcu arasındaki en büyük fark budur. Kaynak
kişi duygularını bir müzik kalıbı içerisinde sunmayı bilmeyebilir. Ama derlemeci
veya yorumcu bunu bilmek ve uygulamak
zorundadır".
Bilal
Ercan’ın görüşlerini verdikten sonra; bende kendimce bu kasetleri incelerken
tesbit ettiğim eksik ve yanlışları maddeleyerek vereceğim. Bunlara kasetlerden
birer örnek vermekle yetineceğim. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çünkü; her
kasette bu tür eksik ve yanlışlıklardan bir kaç tane tesbit etmek zor
değil.
1.) Kasetler
incelendiğinde; mübalağasız tüm kasetlerde kaset isimleride dahil, parça
adlarının Kürtçe yazılışları yanlıştır. Bu çok zor ve düzeltilemeyecek bir
eksiklik değildir. Bu kapaklar, Kürtçe okuma-yazma bilen birine yaptırılabilir.
Eğer kaset yapımcısı şirketlerin böyle bir elemanları yoksa, kaset yapan kişi bu
konuda yetkin bir insandan yardım isteyebilir. Bunu her insanımız seve seve
yapar.![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/Yaylada%20Bulus.jpg)
2.) Kasetlerin büyük bir kısmında
kasetin içeriğindeki parçaların, söz ve müziklerinin anonim mi? değilse kime ait
olduğu belirtilmemiş. Bunu kaset kapaklarında belirten sanatçıların bir
kısmı:
a- Bölgenin klasikleşmiş, anonim Türkü
ve ağıtlarının bir kısmı için, söz ve müziğin kendisine ait olduğunu belirtmiş,
Örnek: Hado parçasını kasetine okuyan arkadaş, isminide yanlış Edo diye yazarak
bu anonim parçayı sahiplenmiş.
b- Bazı anonim parçalar için gösterilen
kaynaklar, ulufe dağıtır gibi sanatçının kendi çevresinden seçilmiş isimlerden
oluşuyor.
c- Türk Halk Müziğinin sevilen
parçalarından bir kısmının ezgileri alınarak müzik benimdir denilmiştir. Örnek:
‘’Ben seni sevmiştim bir ilkbahar sabahında.’’
d- Bölgenin Anonimleşmiş ezgilerime söz
yazılıp benimdir denilmiş. Bu tür hareketler sanatçıya yakışmaz. Söz veya
müziğin kime ait olduğu veya anonim oluşunun doğru yazılması sanatçıyı
küçültmez. Başkasına ait olan bir eserin kendisine ait olduğunu iddia etmek,
ancak sanatçının toplumdaki itibarını sarsar, güvenirliliğini kaybettirir.
Pekala bir parçanın söz ve müziğinin anonim olduğu yazılır. Kaynak kişi
gösterilir. Sanatçı kendisini de derleyen olarak verebilir. Doğru olan
budur.
3-) Bazı anonim
parçalara, parçanın aslında olmayan vede parçaya uymayan başka bir türküden
alınmış kıtalar ilave edilmiş. Örneğin: Eşê Ûsê türküsündeki Rê ya çoraxê kıtası
gibi. Bazende bir kıta birkaç türküde tekrarlanıyor. Hangi parçaya ait olduğu
bilinmiyor. Örnek: Ava li bîra germe kelî birkaç türküde tekrarlanmış. Bunlar
gereksiz ve yanlıştır. Bunun yerine ciddi kaynak araştırmaları ile, bir parçanın
tüm kıtalarını derleyip meydana çıkarmak sanatçının görevi
olmalı.![](http://www.kurdenkirsehire.com/Cand-huner/weneyen-hunermend/CengizAcar.jpg)
4-Bazı sanatçılarımız, dilbilimcisi gibi
davranıp, türkü ve ağıtların içindeki kendince Türkçe gördükleri kelimeleri
ayıklayıp yerine Kürtçe kelimeler yerleştirmişler. Böylecede, parçanın hem söz
hemde melodisini bozmuşlar. Örnek: Bölgede çok sevilen Kanîya Jêri
parçasındaki;
De êdin
were dilî min di dorê
Xwedê nekir lê narînê qe ne bi zorê
Mısralarındaki zor
kelimesi parçayı kasetine alan sanatçı tarafından Türkçe görülmüş olacak ki
(Kürtçedeki zordari, zordesti, zorbazi kelimelerinden habersiz) parçayı
kasete;
De êdin were
dilî min di dorê
Xwedê
nekir lê narînê qe na bi qare
şeklinde okuyarak bozmuştur. Yine aynı sanatçı Kevre
Mezela ağıdında; parçanın aslındaki
Kevre mezela reşe girin
Kaynak:
Xerib.Com http://www.xerib.com/showthread.php?p=73489
Ne bar tewin ne tewirin
mısralarını, notaya uydurmak sıkıntısından olacak
sanırım.
Kevre mezela
reşe girine
Ne bar tewin
ne tewirine
şekline
dönüştürerek Kürtçede hiçbir anlamı olmayan girine diye bir kelimeyi sözlüğümüze
kazandırmıştır.
Bu
parçalarla böyle oynamak yerine, sanatçılarımız bundan böyle yaratacakları kendi
yapıtlarında, Türkçe kelime kullanmamaya özen gösterirlerse daha doğru yaparlar
kanısındayım.
5-)Bu
sanatçılarımız, Kürtçeyi iyi bilmediklerinden önemli dil hataları
yapmışlar;
a- Kasetine okuduğu ve kendi yazdığı bir
dörtlükte bir sanatçımız Dile min xîze xîze diyor. Xîze xîz; bronşitli akciğer
sesidir. Kürtçede kalb sesleri tine tin, gurpe gurp, gime gim, kute kut
kelimeleri ile ifade edilir. İşte bunu bilmeyen arkadaşımız, bilgisizlikten
akciğer sesini kalbten çıkarabilmiştir.
b- Dîn dînê türküsünü kasetine okuyan
sanatçımızda; parçanın aslındaki Bi gûstirke kê bûma, Te di tilî ya xwe ra kira
mısralar, Bi gûstirke kê bû ma, te di pêçî ya xwe ra kira şeklinde okuyarak
büyük bir dil hatası yapmıştır.
Kürtçede tilî el parmağı, pêçî ayak parmakları için kullanılır. İşte bunu
bilmeyen sanatçımız el parmağındaki yüzüğü alıp ayak parmaklarına
takabilmiştir.
6-)Bu
parçalar otantik yapılarını bozmadan, yeni bir yorumla söylenebilir. Ancak bunun
için müzik eğitimi, yetenek ve bilgi birikimi gerekir. Kürdistan kökenli bir
sanatçı olan Koma Berxwedan’ın üyesi Diyar son kasetine bölgemizden Kismet ve
Çavreş parçalarını alarak bunu çok güzel bir örneğini vermiştir. Ve bu parçaları
çok daha güzel yorumla****** zevkle dinlenilir hale
getirmiştir.
Sonuç
olarak; tekrarlıyorum. Bu arkadaşların yaptığı çalışmalar, takdirle karşılanması
gereken kültürel bir hizmettir. Halkımızın, ortak kültürünün ürünü olan bu
değerlerin derlenip belgelendirilmesi, kaybolmalarının önüne geçilmesi, gelecek
kuşaklara taşınması, küçümsenemeyecek bir çalışmadır. Ancak, bu çalışmalar
yürütülürken yapılan işin ciddiyetinin bilincinde olarak, mükemmeli yaratabilmek
amaç olmalıdır. Mükemmeli yakalayabilmekte; eğitim, yetenek ve bilgi birikimi
ister.
Bu işle uğraşan
arkadaşların içinde azımsanamayacak sayıda Üniversite mezunu ve Üniversite
öğrencisi var. Bu insanlarımızın müzik konusunda kendilerini yetiştirmeleri, bu
işin eğitimini alarak daha bilimsel çalışmalarla bu işi yürütmeleri hem
kendileri hemde toplumumuzun yararına olacaktır. Bundan sonraki çalışmalarında
kendilerine başarılar diliyorum.
Mem Xalikan / Çawkanî Bîrnêb