17 Mayıs 2011 Salı 09:30
'Kürtler korku duvarını aştı'
TSK'nın
sınır hattındaki operasyonlarında 12 PKK'lının öldürülmesinin ardından
çıkan olaylar ve Irak tarafındaki cenazelerin alınması yeni bir döneme
işaret ediyor.
Örgüt kitle ile bütünleşiyor, kitle sert müdahalelere rağmen geri adım atmıyor.
Şırnak’ta
12/13 ve 13/14 Mayıs geceleri sınır hattında yürütülen operasyonlarda
12 PKK’lının öldürülmesinin ardından Halk İnisiyatifi tarafından Doğu ve
Güneydoğu Anadolu’da ilan edilen 3 günlük yas ve sınırın Irak tarafında
kalan 8 cenazenin alınması için son iki gündür sarf edilen çaba,
Türkiye’de bugüne kadar benzeri görülmemiş bir döneme girildiğini
gösteriyor.
Bu yeni dönem iki açıdan dikkat çekiyor: Birinci
olarak, biz diyelim BDP/DTK siz deyin PKK/Halk İnisiyatifi, artık
bölgede ciddi bir seferberlik kapasitesine sahip. Bir çağrı üzerine
kepenkler iniyor, kontaklar kapanıyor ve okullar boykot ediliyor. İkinci
olarak, seferber edilen kitle her türlü fiziki şiddete rağmen geri adım
atmıyor. Gaz yiyor, cop yiyor hatta yaralanıp ölüyor ama ortak hareket
etme noktasında rotayı değiştirmiyor. Sınır hattında Bilican ve
Ortaköy’de yani o sıcak çatışmaların yaşandığı kan ve barut kokan
tepelere tırmanıyor, oralarda mevzilenmiş askerlerle karşı karşıya
geliyor, ‘cenazeleri almadan gitmeyiz’ diye geceyi ayazda ateş yakarak,
çevredeki köylerden gönderilen battaniyelere sarınarak geçiriyor. Sabah
oluyor ve sınırı geçip bir nevi ‘arazi taraması’ yaparak Bilican’da 3,
Ortaköy’de 1 tane cenazeye ulaşıyor. Omuzlayıp getiriyor.
Bunun
tek bir anlamı var: Ankara’nın PKK’yı Kürtlerden izole etme politikasına
örgüt misliyle mukabele ediyor, kitleyle bütünleşiyor ve onu seferber
ediyor.
Medyanın olanı biteni haberleştirmesinin düşük profilli
olması, ne yazık ki bu gerçeği değiştirmiyor. Şehirlerde güvenlik
güçleriyle çatışan, molotofkokteyli, taş ve havai fişek atan kesim çok
genç olsa da sivil itaatsizlik eylemlerinde, Kürt imamların kıldırdığı
cuma namazlarında ya da ölen PKK’lıların cenaze törenlerinde çekilen
resimlere bakıldığında ‘kandırılma’ yaşını çoktan geçmiş kadın ve
erkeklerin saf tutması dikkat çekiyor.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da
ülkelerin sokaklardan dizayn edildiği ve bu durumun uluslararası camiada
onay gördüğü bir konjonktürde, dağdan kopan ateşin şehirleri ve
Türkiye’yi sarması her zamankinden daha büyük riskler taşıyor.
O nedenle gözler, Başbakan Erdoğan’ın 1 Haziran’da Diyarbakır’da herkesi tatmin edeceği vaat edilen konuşmasına dönüyor./RADİKAL