Kolektif Akılla Birlik Toplantısı, 9 Mart günü Diyarbakır Dedeman Otelinde 51 Kürt aydın ve siyasetçisinin katılımıyla yapıldı. Toplantı
sonuçlarını bugün Diyarbakır Gazeteciler Cemiyetinde yapılan basın
toplantısı ile kamuoyuna açıklayan toplantı katılımcıları,
önümüzdeki sürede oluşturulacak heyet ile başta Kürdistan Konferansı
olmak üzere birçok çalışmayı birlikte gerçekleştirmek ve Kürtler arası
diyalogun düzenli yürümesi, Kürt sorununun adil, demokratik ve barışçıl
çözümü için mücadele edeceklerini bildirdi.
Basın toplantısında metin Diyarbakır Bağımsız milletvekili Leyla Zana tarafından okundu. Toplantıya Zana’nın yanı sıra Ortak Akıl grubu olarak DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, BDP Eş Başkanı Gültan kışanak, HAK PAR Genel Başkan yardımcısı Hasan Dağtekin, ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, KADEP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Baksi, Dicle Fırat Diyalog Grubu sözcüsü Muhyettin Batmanlı, Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban
katıldı. Toplantıda Ortak Akıl Toplantısı katılımcıları da hazır
bulundu. Toplantı sonrasında açıklanan metinde şu görüşlere yer verildi:
"Kürdistani siyaset yürüten pek çok siyasi parti, oluşum ve şahsiyetler olarak 9 Mart 2012’de Diyarbakır’da düzenlediğimiz "Ortak Akılla Birlik” toplantısında; Ortadoğu’da Kürtleri bekleyen riskler ve avantajlar, birlikte mücadelenin temel ilkeleri, yeni anayasa, Kürtler
ve ulusal konferans konularının istişare edildiği ve istişareler
sonrasında mutabakatla hazırladığımız ortak duruş deklerasyonunu kamuoyu
ile paylaşmayı tarihi bir görev olarak görüyoruz.
Her
şeyden önce ifade etmek isteriz ki Kürt ulusal sorunu, Kürtlerin halk
olmaktan kaynaklı haklarını kullanamaması sorunudur. Kürdistan
coğrafyasında son doksan yıldır hakim olan tüm iktidarlar, bugünkü
iktidar da dahil olmak üzere Kürtleri bir halk olarak görmemiş ve henüz
görmemektedir. Bizler açısından Kürt ve Kürdistan sorunu, Kürdistan
coğrafyasında Kürtlere idari-siyasi statü verilmeden çözülemez. Adalet,
özgürlük, birlikte yaşam ve onurlu barış, bu talebin gerçekleşmesiyle
ancak mümkün olacaktır.
Dünyadaki değişime paralel
olarak Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler baskı altındaki halklar açısından
önemli fırsatlar ortaya çıkarmıştır. Güney Kürdistan'da elde edilen
statü bu fırsatlardan ilk halkayı oluşturmaktadır. Tarihin
geriye döndürülemez akışı içinde seyreden gelişmeler, dikta
rejimlerinin, baskı rejimlerinin ret ve inkar politikalarının artık
sonuç doğurmayacağını göstermektedir. Nüfusu 40 milyonu aşan
kadim bir halka siyasal statüden yoksun yaşamayı zorla ve baskı yoluyla
dayatmak, günümüz dünyasında artık mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki,
Kürtlerin tüm siyasal hakları tanınmadan, başta Kürtleri baskı altında
tutan devletlerde olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında kalıcı bir barış
tesis edilemez.
Özellikle yanı başımızdaki Suriye’de meydana gelen
gelişmeler Kürtler bakımından yeni olanakları içermektedir.
Katılımcılar olarak, Suriye’de yaşayan Kürt halkının söz konusu
olanakları ulusal demokratik gelişme yönünde başarılı bir biçimde
sonuçlandırmasını Güney Batı Kürdistan’daki Kürt politik güçlerin ortak
hareket etmesine bağlı olduğunu belirtir, Güney Batı Kürdistanlı
güçlerin birlik çabalarını destekler, onların özgürlüğünü kendi
özgürlüğümüz, onların acısını kendi acımız olarak gördüğümüzü tüm
dünyaya deklere ederiz.
Bu minvalde, geleneksel Türk dış politikasının Kürt karşıtı politikalarının bir devamı olarak AKP
hükümetinin, Suriye Kürtlerinin statüye kavuşmasını önleyici bir
politika geliştirmesini kabul etmeyeceğimizi ve bunu Kürtlere karşı
düşmanlık olarak tanımlayacağımızı, bilinmesini isteriz.
Kürdistan’da
yaşayan tüm halklar, görüş, inanç, siyaset ve şahsiyetler, kadim
Kürdistan halkının zenginliğidir. Farklı fikirlere sahip siyasi parti,
grup, oluşum ve şahsiyetlerin varlığı birlik önünde engel değil, tam
tersine çoğulcu demokratik toplumsal yapımızın bir gereği ve olmazsa
olmazıdır.
Bu çerçevede; Kürdistan
coğrafyasında siyaset yapan her siyasi parti, grup, oluşum, inanç ve
şahsiyetin biri birinin varlığını tanıdığını; biri birine yönelik
kullanacağı dilin ise karşılıklı tanıma, saygı ve yapıcı eleştiri
temelinde olması gerektiğini belirtiriz. Kürt halkının
özgürlük, eşitlik ve demokrasi davasına zarar verecek tarzda biri birini
karalayan, halkın moral değerlerini kıran bir dil ve üslup kim
tarafından kullanılırsa kullanılsın, tasvip edilmeyecektir.
Kürdistan’da siyasi nedenlerden dolayı cezaevinde bulunan Kürt
halkının hiçbir evladının cezaevinde çürümesine razı olmadığımızı,
olmayacağımızı, cezaevinde siyasi nedenlerle tek bir Kürt kaldığı
müddetçe kendimizi özgür görmeyeceğimizi deklere ederiz. Bu kapsamda Kürtlere dönük baskı ve tutuklama politikalarına karşı olduğumuzu ve ortak tutum alacağımızı ifade etmek isteriz.
Türkiye ve dünya kamuoyuna yüksek sesle ifade etmek isteriz ki, Kürt
halkı eskisi gibi örgütsüz bir halk değildir. Kürtleri kendi aralarında
çatıştırarak, zenginlik olan farklılıklarını kullanarak bölmeyi
amaçlayan tüm çabalar, beyhudedir.
Gerek yurt içinde,
gerek yurt dışında Kürt siyasi partilerimiz, grup, oluşum ve
şahsiyetlerimiz diplomatik çalışmalar yürütürken birliğe hizmet edecek tarzda bir dil ve tutum içinde olmalıdır.
En
kısa zamanda siyasi partilerimiz ile Kürdistan'daki grup, oluşum ve
inançların temsilcilerinden oluşacak bir heyet, ulusal birlik ve bu
birliğin esasını oluşturacak mekanizmaları oluşturmak için çalışmaya
başlayacaktır.
Kürt halkının sevinç ve acıda ortaklığı, aynı zamanda Kürt siyasetlerinin de sevinç ve tasada ortaklığını gerektirmektedir. Birlik, teklik değildir. Ulusal ittifak farklı oluşum ve fikirlerin bir arada, ortak paydalarda, ortak çaba göstermesidir.
Bu minvalde yeni anayasanın oluşum sürecinde ortak mücadele
başlattığımızı ve dört maddelik talebin anayasada yer alması için
milyonlarca imza toplamayı hedeflediğimizi kamuoyuna duyururuz.
Kürdistan’da
adalet, özgürlük, statü ve onurlu barışa ulaşmak için Kürdistan
Konferansı’nın olabilecek en kısa zamanda gerçekleştirilmesi amacıyla
çabalarımız hızlanarak devam edecektir.
Bu toplantı
vesilesiyle Kürdistan davasında yaşamını yitiren ve halen bedel ödemeye
devam eden tüm şahsiyet ve değerlerimizi saygıyla sahiplendiğimizi, bir
kez daha belirtir; halkımızın istikbali, barışı, ekonomik ve sosyal
kalkınmasının birlikte mücadeleden geçtiğine olan inancımızla Newroz
Bayramı’nı kutlar; Newroz'un birliğe ve özgürlüğe vesile olmasını
dileriz.”
Kolektif Akılla Ortak Akıl toplantısı katılımcıları
1- Adem AVCIKIRAN, Aydın
2- Ahmet KAN, Dil Bilimci
3- Ahmet TÜRK, DTK Eş Başkanı
4- Altan TAN, Milletvekili
5- Aysel TUĞLUK, DTK Eş Başkanı
6- Aziz Mahmut AK, ÖSP Genel Başkan Yardımcısı
7- Bayram BOZYEL, HAK-PAR Genel Başkanı
8- Cebbar LEYGARA, DTK Daimi Meclis Üyesi
9- Ebubekir SAYDAM, Aydın
10- Ekrem BİLEK, Aydın
11- Fehim IŞIK, Aydın
12- Feridun ÇELİK, DTK Daimi Meclis Üyesi
13- Feridun YAZAR, Aydın
14- Fethi GÜMÜŞ, Aydın
15- Filiz BEDİRHANOĞLU, İş Kadını
16- Fuat ÖNEN, Aydın
17- Gafur TÜRKAY, Aydın
18- Gültan KIŞANAK, BDP Eş Genel Başkanı
19- Halim İPEK, TDŞK
20- Hasan DAĞTEKİN, HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı
21- İmam TAŞÇIER, TDŞK
22- İrfan AÇIKGÖZ, Akademisyen, Aydın
23- Kazım BUDAK, Aydın
24- Kemal PARLAK, Aydın
25- Leyla ZANA, Milletvekili
26- Lütfü BAKSİ, KADEP Genel Başkan Yardımcısı
27- M. Emin EREN, Aydın
28- Mehmet VURAL, Aydın
29- Meral Danış BEŞTAŞ, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı
30- Muhyettin BATMANLI, Dicle Fırat Diyalog Grubu
31- Nadir YEKTAŞ, KADEP Genel Başkan Yardımcısı
32- Necdet İPEKYÜZ, Aydın
33- Nevin İL, İş Kadını
34- Osman BAYDEMİR, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
35- Raif ÇİÇEK, Nibuhar Derneği
36- Ramazan MORAY, Çıra Kültür Derneği
37- Sabahattin KORKMAZ, Aydın
38- Sait AYDOĞMUŞ, Aydın
39- Sedat YURTTAŞ, Aydın
40- Selahattin ÇOBAN, Aydın
41- Selahattin DEMİRTAŞ, BDP Eş Genel Başkanı
42- Selim SADAK, Siirt Belediye Başkanı
43- Sertaç BUCAK, Aydın
44- Sıtkı ZİLAN, Aydın
45- Sinan ÇİFTYÜREK, ÖSP Genel Başkanı
46- Şah İsmail BEDİRHANOĞLU, GÜNSİAD Başkanı
47- Şemsettin KOÇ, Tabipler Odası Başkanı
48- Şerafettin ELÇİ, KADEP Genel Başkanı
49- Tülay ÖZDEMİR, DTK Daimi Meclis Üyesi
50- Ümit TEKTAŞ, HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı
51- Yakup GABRİEL, Aydın