Main » 2012 » November » 20 » Halit Bey’in aşireti Halikanlar şimdi Aydın’da
7:48 PM
Halit Bey’in aşireti Halikanlar şimdi Aydın’da
Halit Bey’in aşireti Halikanlar şimdi Aydın’da
SEDAT ULUGANA
Özel / 10:27 / 20 Kasım 2012
Halikanlılar
Kuzey kurmancisini konuşan büyük bir Kürt aşiret olmakla birlikte, ses
diyalektikleri, kadın-giyim kuşamı ve bazı ananeleri (muhtelif
yörelerdeki sakinlerinin sözlü aktarımlarına göre) ve Osmanlı’nın birkaç
vergi fermanındaki ibarelere göre Horasan Kürtlüğüne mensupturlar.
Günümüzde daha çok Horasan, Adıyaman, Konya dolaylarında ve dil
özellikleri bazında Kurmancî‘nin Serhat ağzını konuşan Patnos, Erciş,
Ağrı, Doğubayazıt dolaylarında yaşamaktadırlar. Daha çok Batı Kürtlüğü
aşireti olarak anılan Halikan aşiretinin Kürtçe’deki karşılıkları yaygın
olarak "Xelîkan, ”Xelkî, "Xeloyî"dir. Öyle ki Konya-Ankara arasında
"Xelikan” adında iki kasaba bulunmaktadır. Devletin resmiyetinde birine
"Gülyazı” öbürüne "Karacadağ” deniliyor. Buralarda yerleşik olan
Halikanların, ağız ve anane olarak Adıyaman ve Horasan Halikanlılarına
tıpatıp benzediklerini söylemek gerekir. Bu yazıda incelediğimiz Halit
Bey’e tabi Halikanlılar, tahmini olarak 1800’lerin sonlarında Kaçar
hanlarının baskılarından dolayı, yurtları Horasan’ı bırakarak
Celalilerin yaşadığı Serhat boylarına göç etmişlerdir.
Ağrı
İsyanı’nın en şiddetli olduğu günlerde, Türk gazetelerine bir manşet
düşer: "İran hududundaki Halikanlı Halit ve avenesi hududumuza girerek
isyana teşebbüs ettiler.”
Sonraki günlerde bir dizi kışkırtıcı
haber devam eder. Örneğin; Cumhuriyet Gazetesi’nin 4 Temmuz 1930
tarihli nüshasında şöyle bir haber geçer;
"İran'la münasebetimiz gergin"
"Vaziyet
ehemmiyet kesbediyor. İran; şakilere açıktan açığa yardım ederek silah
ve erzak vermektedir. Şaki Halit 100 kadar avenesiyle hudu¬da sokuldu,
halkı iğfale çağırıyor, İran aşiretleri hududa çadır kurdular.”
İran'da
hazırlanan ve silahlanan İran aşiretlerinden Helikanlı Ha¬lit Ağa 100
kadar avenesiyle hududumuza sokulmuşlar ve Çığlı Köyü etrafına
yayılmışlardı. Şakiler köylüleri kendilerine iltihaka çalışmak¬ta,
köylüler dağlara firar ve karakollarımıza iltica etmektedirler.”
Aynı gazetenin 13 Temmuz 1930 tarihli nüshasında ise, Halikanlılardan 20 kişinin esir düştüğü yazılıyor:
"İran'ın
Halikânlı aşiretinden 20 kişi Erciş'te ve 60 kişi Zeylan’da
maktuller(esir düşen) arasında olduğu bildi¬riliyor. Pek çok rüesa ve
eşkıya kâmilen imha edilmiş ve tahmine göre çetelerin az efradı İran'a
kaçabilmişlerdir.”
Aradan geçen bir ay kadar zamandan sonra şaşırtıcı bir haber manşete düşer; Tarih 18 Ağustos 1930.
"Halikanlı
Halit Bey ve aşireti, Türkiye’ye iltica ettiler. Aşiret, Erzurum
üzerinden Trabzon’a götürülüp oradan gemilere bindirilerek İstanbul’a
gönderildi.”
Halikanlılara dair Türk gazetelerinde çıkan
kışkırtıcı haberlerden sonra, Halit Bey ile Türk devleti arasında neler
yaşandığı hala gizemini korumaktadır. Araştırmacıların pek değinmediği
bu suskunluk dönemine ait tek belge, Ağrı İsyanı sürecinde hava
bombardımanlarına sıkça katılan Tayyare Pilotu Naim Bürküt’ün Almanya’da
ortaya çıkan fotoğraf arşivinde yer alan, "Halikanlıların çadırlarına
ait uçaktan çekilmiş fotoğraflar”dır.
AŞİRETİN YARISI SITMADAN ÖLÜR
Sonraki
yıllarda Trakya’ya sürülen Kürtlerin aktardıklarına göre, Halikanlılar
Trakya’ya dağınık şekilde yerleştirilmiş, geçen süre içinde -ki
Halikanlılardan sonra Trakya’ya sürülen ilk Kürt kafilesi 1933-34
yılında gitmiştir- Halikanlıların çoğu, bataklıkların dibindeki köylere
yerleştirildikleri için yaşamını yitirirler. Geri kalanların talebi
üzerine Aşiret daha güneye, Aydın’ın Söke ilçesine gönderilir.
Günümüzde,
Aydın’ın Söke İlçesi’nin Sazlı beldesinde (yöre Kürtleri Sazlıköy de
der) yaşıyorlar. 2012 yazında Sazlı Beldesi’ne gidip Halikanlılarla
konuştum. Beldenin yaşlılarından Ali Rıza Karademir, gelişlerini ve
çektikleri sıkıntıları hala unutmamış birkaç yaşlıdan biri:
"
Evvela şarkta isyan oldu. Bizi gemi ile İstanbul’a getirdiler. Oradan
Trakya’ya dağıttılar. Susuzluk çekiyorduk. Sonra aramızda sıtma
hastalığı görünmeye başladı. Başta kadınlardan ve çocuklardan çok kişi
öldü. Bizi 12 köye yerleştirmişlerdi. Sonra devlet bizi Ege’ye gönderdi.
Önce yatağan tarafına dağınık bir şekilde yerleştik. Sazlıköy’de
muhacirler vardı. Yerlerini bir bir sattılar. Biz aldık. Hep
Halikanlılar aldı. Burasını böylece yurt edindik.
YETİŞKİNLER ANADİLLERİNİ KORUYOR AMA…
Sokakta
oynayan çocukların aksine, yetişkinler kendi aralarında Kurmanci’nin
Konya ağzını konuşuyorlar. Bu da Horasan’dan Serhat’a göç eden bu
topluluğun, Kurmancî’nin Serhat ağzını hiç kullanmadıklarını gösteriyor.
Kürtlüklerine sahip çıkan Halikan aşiretinin bu kolu, Sazlıköy’de daha
çok tarımla uğraşıyor. Son zamanlarda Kürdistan’dan göç eden Kürt
ailelerle birlikte beldenin nüfusu her geçen gün çoğalıyor. Aile
bağlarının güçlü olduğu beldede özellikle belde içinden evlilikler
görülüyor. Buradaki Halikanlılar toplumsal ilişkilerinde çok tutucular.
Ali Rıza Karademir konuya şu yorumu getiriyor: "İlk
geldiğimizde, Akbük’de Kürtler vardı. Birbirimizin varlığından haberdar
olduktan sonra, birbirini ziyaret etmeler sıklaştı. Evlilikler oldu. Son
zamanlarda gençler bazen dışarıdan evleniyorlar. Gelenler örf
adetlerimizi bilmiyorlar.”
Halikanlı Halit’in aşireti kendi
geçmişlerine dair , "şarkta isyan olmuş, biz gelmişiz” cümlesinden öteye
gidemiyorlar. Yeni kuşağın ise hiçbir şeyden haberi yok. Asimilasyon
bir kez daha, 82 yıl sonra kültürel soykırımın en acı örneklerinden
birini gözler önüne sürüyor.