Görül(e)meyeni görmek…
Söylenil(e)meyeni söylemek…
Duyulam(a)yanı duymak, boynumuzun borcu oldu…
Bu manada; BDP’nin desteklediği bağımsız milletvekili adayı, Hacı Mehmet Bozdağ ve parti il eş başkanlarıyla, ofisimde buluştuk…
Çünkü 12 Haziran seçimlerini "doğru analiz” etmenin yolu; tabloyu eksiksiz / fasılasız, önyargısız / tarafsız okumadan geçiyor…
Öncelikle belirtmeliyim ki; en kötü diyalog dahi, diyalogsuzluktan iyidir…
Karşılıklı "istifade edilen”, hoş bir "sohbet” oldu diyebilirim, görüşmemiz…
Hacı Mehmet Bozdağ;
Ankara Üniversitesi’nde Biyoloji okumuş, 46 yaşında, kendi ifadesiyle
çiftçi çocuğu… Kibar, mütevazı, görgülü, iletişime açık bir insan,
izlenimi oluşturdu bende…
Bununla beraber; Konya sorunlarına da
hâkim gördüm, salt "etnik köken” vurgusuyla seçime girmiyor, ulaşım,
hava kirliliği, yoksulluk, üniversite öğrencilerinin durumu, kadınların
özgürleşmesi, uyuşturucu madde yaygınlığı, ailenin korunması, eğitim
başlıklarında da ayağı yere basan, ezber bozan söylemleri var;
Soldan sağa; Bahattin Yıldız(Örgütlenmeden Sorumlu Eş Bşk.Yrd., Bendeniz, Hacı Mehmet Bozdağ, Aynur Cengiz( İl Eş Bşk.)
-"İhtiyaç sahiplerine” yapılan geçici yardımların yerine, kooperatifler yoluyla sürekli destek verilmesi,
-Ekolojik yapının gözetilerek, yatırımların yapılması,
-İşsizlik sempozyumlarıyla, doğru istihdamın sağlanması,
-Benim de arzuladığım, Konya-Mersin ulaşım ağının kısalması / verimli hale gelmesi gibi…
Ayrıca, Bozdağ’ın, muhafazakâr terminolojiye
hâkimiyeti ve de mütedeyyin insanların beklentilerine de sahip çıkması,
Türkiye’nin geleceği ve birlikteliği adına da, beni umutlandırdı…
"Başörtüsü yasağı benim de içimi acıtıyor, temel felsefem; Hz. Mevlana
hoşgörüsüdür, kul hakkına riayet en büyük hassasiyetimdir”, sözleri
bunlardan bir kaçı…
İki tane slogan da dikkatimi çekti;
İlki; "Söyleyecek sözümüz, söylemeye de gücümüz var”,
İkincisi ise manidar; "Liderin vekili değil, milletin vekili olacağız” şeklinde…
Merak ettim, kimlerin oylarına talipsiniz diye de sordum;
"AKP’ye verdiğimiz emanet oylara, ötekileşenlerin, ezilenlerin,
üzülenlerin, kızanların, sandığa gitmeyenlerin, değişim isteyenlerin,
mevcut partilerde umduğunu bulamayanların oyuna talibiz” sözleriyle
cevapladı…
En güzeli; söyleşimizin "şimdilik yazılmamak kaydıyla” olan kısmında, karşılıklı hem eleştiri, hem de özeleştiri de bulunmamızdı…
Ne diyeyim, seçilirse de şaşırmam, herkes ufaktan, "şimdiden”, kendini Konya’da bağımsız bir milletvekiline hazırlasa, iyi olur gibi geliyor bana…
Benimkisi tavsiye…