Kürt
müziğinin duayenlerinden Egîdê Cimo, hayatını ve Kürt müziğini anlattı:
"Benden önceki ve benim kuşağım sanatla Kürtçe’nin ruhunun
kaybolmamasını sağladılar. Müzik gelişiyor. Kürt müziğinin de gelişmesi
gerekiyor.”
Flütünün ezgileri yaşamının ruhu
Ermenistan’ın Hoktonberyan alanındaki Erdeşer köyünde 1932 yılında
dünyaya geldi Egîdê Cimo. Çocukluğundan beri düğünlere ve müziğe büyük
ilgi duydu. Özellikle flüt... Çocuk yaşlarda büyük bir aşkla başladı
Egîdê Cimo’nun flütle ilişkisi. Köylerinin hemen dışında kamışlar
yetişir, o da o kamışlardan flüt yapardı kendine. İlk kez flütü eline
aldığında sekiz yaşındaymış. Hemen her gün evin damına çıkıp flüt
çalarmış. Tabii ki ilk dinleyicileri köylüleri, komşuları olmuş. O dama
çıktığında, komşuları da, "Hadi köylüler, Kejo yine flüt çalmaya
başladı” diyerek toplaşırlarmış. Derken bir gün, adıyla sanıyla ünlü
Şamîlê Beko konser vermek üzere köylerine gelir ve köyün ileri gelenleri
Egîdê Cimo’yu onunla tanıştırmak isterler. İşte o gün, hayatı
değişecektir Egîdê Cimo’nun... Şamîlê Beko’nun heyecanla huzuruna çıkan
Egîdê Cimo başlar flütünü çalmaya. Kolay değil, çünkü ünü bütün Bölge’ye
yayılmış büyük bir sanatçıdır Şamîlê Beko. Cimo’nun mini konseri
bittiğinde ekibe katılır, artık o günden sonra Şamîlê Beko’nun ekibiyle
gezmeye ve çalışmaya başlar.
Erivan Radyosu’nda 35 yıl
1955 yılında Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümünün sorumlusu Casimê
Celîl’dir. Müzisyen olarak çalışması için Egîdê Cimo’yu çağırır. Egîdê
Cimo’ya göre "Zaten o zamanlar Erivan’ın Sesi Radyosu aydınlanmanın ve
müziğin bir kalesidir.” Bu öneriyi hemen kabul eder Egîdê Cimo. Bundan
sonrasını ondan dinleyelim: "Benim için Erivan Radyosu’nda çalışmak
büyük bir onurdu. Birçok değer üretildi, birçok müzisyen, dengbêj ve
sanatçı arkadaşlarla Kürt halkı için güzel eserler yayınlıyorduk. Radyo
çalışmalarının yanı sıra Kulize, yani Romanos Melikyan Müzik
Enstitüsü’nde okuyordum. Beş yıl aradan sonra 1967’de müzik yüksekokul
diplomasını aldım. O süreçte birçok yeni Kürtçe nota yazdım. Yaptığım
birçok notayı Levo Arayan, Karacanyan gibi birçok Ermeni müzisyen
kullanmıştır. Bunun yanında birçok dengbêjin şarkılarına, Kürt
şairlerin şiirlerine nota yazdım. Şêroyê Biro, Karapetê Xaço gibi
dengbêjlerle de birlikte çalıştım. Erivan Radyosu’nda tam 35 yıl
çalıştım. Radyodaki 35 yıllık emeğim sonucu birçok değer ortaya çıktı.
Umarım yeni nesiller bunlara sahip çıkar.”
‘Kürtçe’nin ruhunu koruduk’
Egîdê
Cimo, Kürt müziğinin bugünkü izleğini de yakından takip ediyor. Modern
enstrümanlarla yapılan çeşitli stillerdeki müziklere yabancı değil. Kürt
sanatının ufkunun açık olması için her katkıya büyük değer biçiyor.
Bölge’yi dolaşmayı, hani ömrü vefa ederse ülkenin dört bir yanında
konserler vermeyi, yeni neslin müzik alanındaki gelişimine katkı sunmayı
amaçlıyor. Kürt müziğinin büyük duayenlerinden biri olan Egîdê Cimo,
flütü ve sanat yaşamını şöyle anlatıyor: "Benden önceki kuşak ve benim
kuşağım yaptığı sanat ile Kürtçe’nin ruhunun kaybolmamasını sağladılar.
Şimdi zaman ilerliyor, müzik gelişiyor. Kürt müziğimizin de gelişmesi
gerekiyor. Birçok yeni sanatçımız da yeni stile göre hareket ediyor. Ne
tarzda söylerlerse söylesinler, önemli olan Kürtçe orijinal tarz
esasında kendilerini geliştirmeleridir. Zaten müziğimiz her zaman davul
ve zurna esasına göre gelişecek değil ya. Her sürecin kendisine göre bir
stili var. Genç müzisyenler arasında dengbêjliğe ilgi azalıyor. Ama
onlar daha genç, farkında değiller. Bakınız birçok yabancı akademisyen
Kürtlerdeki dengbêjlik üzerine onlarca eser hazırlıyor. Dengbêjlik biz
Kürtlerin klasik müziğidir. Kürt müziğinin özüdür.”
Hayatında flütün anlamını tarif edilemez bir noktada gören Cimo, son
olarak şunları ekliyor: "Benim için flütün ezgisi yaşamımın ruhudur.
Flüt benim bütün hayatımdır” diye devam eden ünlü dengbêj, "tabii ki
flüt çalıyorum, onsuz hayatın pek bir anlamı yok” diyor.