15 Mart 2012 Perşembe
PKK: Dış politikayı tek kurşunla dağıttık
STRATFOR’un
Erbil’deki analisti Yerevan Saeed, "Öcalan’ın yardımcısı” diye
tanımladığı kaynağından aldığını söylediği ilginç yorum...
STRATFOR’un Erbil’deki analisti Yerevan Saeed, "Öcalan’ın yardımcısı” diye tanımladığı kaynağından, PKK’nın Türkiye’nin dış politikada artan gücünü tek bir kurşunla kestiği yorumunu almış
Stratfor’un Erbil’deki analisti Yerevan Saeed, "Şimdi PKK ile sıkı bağları olan, Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki yardımcısı”
diye tanımladığı bir kaynakla irtibata geçerek PKK’nın ateşkese son
verme kararının nedenlerini konuşmuş. 23 Ağustos 2010 tarihli yazışmada
PKK’nın, Türkiye’nin bölgesel lider olma arzusuna tepkili olduğunu
paylaşan Saeed, konuşmalarını şöyle aktarıyor: "Kaynağa göre
PKK, hâlâ orada olduklarını, Türkiye’ye ve dünyaya, Türkiye’nin hâlâ iç
meselelerinin olduğunu göstermek için haziranda tekrar silahlı
mücadeleye dönmeye karar vermiş. Zira Türkiye kendisini hiçbir iç
meselesi olmayan bölgesel bir lider olarak göstererek diplomasisini
Balkanlara, Ortadoğu’ya ve hatta Güney Amerika’ya kadar genişletti.
Şimdi de Türkiye Gazze’yi kurtarmanın vakti geldiğini düşünüyordu. PKK
bölgesel lider görünmek isteyen Türkiye’nin, dış politikada uzayan elini
tek bir kurşunla kesti. PKK’nın Türk dış politikasının bölgedeki
hedeflerini küçültmeyi ve temelinde İslami olan bölgesel projesini
durdurmayı başardığını söylüyor. PKK’nın silahlı mücadeleye dönmesinden
bu yana Türk dış politikasının eskisi kadar aktif olmadığını ve
Türkiye’nin iç meselelere daha fazla odaklandığını belirtti.”
Öcalan’a Ahmed Yasin benzetmesi
Öcalan’a
yakın kaynak ayrıca Saeed’e, PKK’nın tek bir lideri olmadığını ve idari
olarak yapılandığını da anlatmış. Saeed konuşmalarının bu bölümü ile
ilgili ise şu notları paylaşmış: "PKK’nın tek bir lideri yokmuş,
zira siyasal, ekonomik ve idari açıdan bir yaşam düzeni olduğunu
söylüyor. [Kaynağa göre] Öcalan bu sistemi ideolojisi ve düşüncesiyle
yönetiyor. Öcalan’ın hapiste olduğu doğru, ancak ideolojisi ve düşüncesi
hapiste değil. Öcalan hâlâ canlı ve PKK’nın mevcut liderleri onu
marjinalize etmiş değil, ayrıca tüm söylediklerini ve tavsiyelerini
dikkate alıyorlar. [...] Öcalan da Kandil’den çıkan kararlara itiraz
etmiyor ve onları destekliyor.”
Saaed’in görüştüğü ve hakkında "Bazen Kandil’de PKK yöneticileriyle birlikte vakit geçiriyor”
dediği bir Kürt gazeteci ise Öcalan’ı Hamas’ın kurucusu ve 1989 ile
1997 yılları arasında sekiz yıl İsrail’de hapiste yatan Şeyh Ahmed
Yasin’e benzetmiş. Saeed’in, 18 Ağustos 2010’daki yazışmasında
aktardıkları şöyle: "Kaynak, herhangi birinin ya da hükümetin,
Öcalan’ın PKK üzerindeki etkisini kaybettiğini söylemesinin stratejik
bir hata olacağını söylüyor. Öcalan’ın bir liderden öte, ruhani bir
lider olduğunu ve cezaevinde olmasına rağmen bunca yıldır PKK’yı
birarada tuttuğunu belirtiyor. Öcalan’ın, tıpkı Hamas lideri Şeyh Ahmed
Yasin gibi, hapiste olmasına rağmen direktiflerinin dikkate alındığını
ekliyor. Türkiye’de yaşanan tüm gelişmeleri, Öcalan’ın hükümetin Kürt
sorunu konusunda ilerlemesini sağlamak için yürüttüğü strateji ve
taktiklere bağlıyor. Eğer Öcalan ölmüş olsaydı, PKK’nın çoktan içeriden
çökeceğini de savunuyor.” Kürt gazeteci ayrıca Öcalan’ın
PKK’nın silahlı mücadeleye yeniden dönerek hükümete varlığını hatırlatma
stratejisini de onaylamadığını belirtmiş.
‘TAK, ordu gibi davranıyor’
Stratfor’un
PKK’yı yakından izleyen Erbil’deki uzmanı Yerevan Saeed, Kuzey
Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi ve PKK ile yakın ilişkileri olduğunu
söylediği bir Kürt Genel Yayın Yönetmeni’nden TAK ile ilgili birkaç
bilgi elde etmiş. Kürt gazeteci, TAK’ın PKK ile Türkiye hükümeti
arasındaki müzakereleri baltalamaya çalıştığını söylemiş. 4 Kasım 2010
tarihli yazışmada Saeed şunları aktarıyor: "Kaynağa göre
Kandil’de TAK unsurlarının olmadığı kesin, zira 2004’ün ortasında
yürütülecek mücadelenin şekliyle ilgili anlaşmazlığa varınca [TAK
üyeleri] Kandil’i terk etmiş. PKK liderlerinin TAK’ın yaptıklarından
memnun olmadıklarını söyledi, özellikle de sivillerle askerler arasında
fark gözetmemelerini. Zira PKK liderleri sivilleri hedef almanın Kürt
davasına yardımı olmayacağını düşünüyor, hatta orduya yeniden ağırlığını
koyması için sebep vereceğine inanıyor. Kaynak ordu ile TAK arasında
bir bağ olduğundan bile şüphe ediyor, ama bunun teoriden ibaret olduğunu
söylüyor. Ama TAK’ın bu kritik aşamada yaptığı şeyin, ordu ile derin
devlet güçlerinin istedikleriyle paralellik gösterdiğini belirtiyor.
[...] Kaynak ayrıca TAK’ın yapısı, programı ile ilgili çok şey bilinmese
de Öcalan’ı gerçek lideri olarak gördüklerini belirtti.” (Taraf)