ve bugün taşıdıkları soyadlarına göre isimleri şunlardır. Doykanlllar: Erşan, Ürün, Ulaşlar Terkonlar: Telis, Altuner, Yavaşlar Rişwanh: Yoldaşlar, Bayatlar, SavuOar Kanklar: Ateşler, Severler, Karalar Turlar: Turoğlu, Düzbayır
Bu ailelerin Yunak'a yerleşmesinden sonra çevre köylerden ve daha sonrada Emirdağ'dan buraya göçler olmuştur. Yörükler ise 1870 yıllarında Antep, Antalya, Beyşehir yörelerinden gelmişlerdir. Bu bölgede, özellikle asimilasyon politikalarını hayata geçirmek için Yörükler getirilerek Kürt köylerine yerleştirilmişlerdir.
Özellikle Kürtlerin yaşadığı köylere yörükler yerleştirilmek istenmiş kısmen de bu başarılmıştır. Bazı köylere de Afyon'un Emirdağ ilçesinden insanlar getirilerek buralara yerleştirilmişlerdir. Ayrıca yalnız yörüklerin yaşadığı köyler kurarak Kürtleri kuşatmaya almışlardır. Devlet bu yörük köylerine her türlü yardımı yaparak onlara toprak verip güçlenmelerini sağlamıştır. Bu köyler Kargalı, Sıram, Aynktepe, Cebrail ve Sevinç'tir. Bunlardan başka Bulgaristan göçmeni olup bölgeye yerleşen muhacirler vardır. Bunlar merkez ve Haetfakılı köylerinde bulunmaktadırlar. Kürtler yoğun olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşırken Yörükler ve Emirdağlılar genelde çocuklarını okutmaktadırlar. Devlet memuru olanlar; özellikle son yıllarda bunlardan çoğu özel tim ve asker (uzman çavuş) olmakta ve Kürt illerine giderek oralarda halka zulüm yapmaktadırlar. Tabiki bu durum köylerine geldiklerinde de devam etmektedir. Birçok olay ve tatsızlıklar meydana gelmektedir. Son yıllarda ayrışma daha da artmıştır.
Bölgede bulunan Kürtler 1960 yılma kadar kapalı bir ekonomi ile yaşamışlardır. Bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılamış gerekli olduğunda ileri gelenler şehîre gitmişlerdir. Türk-çeyi öğrenmek gibi bir zorunlulukla 1960 yıllarından sonra karşılaşmışlardır. Özellikle radyonun köylere girmesi, okulların açılması, nisbeten yolların yapılması, kapitalist tarım araçlarının çoğalması asimilasyonda etkili olmaya başlamıştır.
Yunak halkının temel geçim kaynağı tarımdır. Bu durum hayvancılıkla beraber, özellikle köylerde kendisini net bir şekilde ortaya koyar. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve toprağın parçalanıp küçülmesi sonunda; köylerdeki nüfusun büyük bir kısmı Polatlı, Konya, Akşehir ve Yunak merkeze taşınmıştır. Birçok köy bakımsız ve harabe görünümündedir. Bölge Kürtlerinin önemli bir miktarı da Avrupa'da yaşamakladır.
Yunak ve köylerinde meskenlerin çoğu taş-ağaç karışımı malzemeden yapılmıştır. Bunun yanışını kerpiç evlerin ve kullanımı çok eski tarihlere uzanmayan tuğla evlerin varlığı dikkat çeker. Evler geniş bir avlu içinde ve yüksek duvarlarla çevrilidir,
Yunak Kürtlerinin tamamı Kur-manei lehçesini konuşmaktadırlar. Günlük yaşamda, köylerde özellikle ihtiyarlar Kürtçe konuşmakta, gençler ise Türkçe konuşmaktadırlar. Kürtçe öğrenmek için ciddi bir çaba içinde değildirler. Bu duruma rağmen ulusal bilinçte gelişip yaygınlaşmaktadır.
Orta Anadolu Kürtleri tarafından bilinen ve bölge Kültürünün çok önemli bir değeri olan Qamışe Qul destanı Yunak yöresinde yaşanmıştır. Bölgedeki düğünlerde zurnanın melankolik ve yanık sesiyle çahnmassa olmaz diye bilinen aşk Öyküsü dergimizin 1. sayısında Kürtçe olarak yayınlanmıştı. Geçen zaman içerisinde