-Halekânlı Aşireti (Cihanbeyli kazasının Xelıka Doldurme ve Yapalı köylerinde)
-Cüdkânlı Aşireti (Cihanbeyli kazasının Haremi Cütkanlı ve Yapalı Cütkanlı köylerinde)
-Ömeranlı Aşireti (Kulu kazasının Ömeranlı, Çöpler, Beşkardeş köylerinde)
-Sefkanlı Aşireti (Kulu kazasının Celep, Kürt Oğlu, Cihanbeyli kazasının Bulduk köylerinde
-Kütük Uşağı Aşireti (Cihanbeyli kazasının Kütükuşağı köyünde)
-Nasır Aşireti (Cihanbeyli kazasının Yeniceoba nahiyesinde ve Kuşca köyünde)
-Meyhanlı Aşireti (Kulu kazasının Yazı Çayırı köyünde)
-Cihanbeyli Aşireti (Cihanbeyli kazasının Sülüklü nahiyesinde, Beşışıklı, Sarıkaya, Boyalı, Zaferiye, Hatırlı, Içkışla, Hacımusalar, Kelhasan, Hacıömer Uşağı, Sinanlı köylerinde)
-Ekecik Aşireti (Haymana kazasının Çimen, Kandil, Cihanbeyli kazasının Büyükbeşkavak, Küçükbeşkavak köylerinde).64 Kürtlerin uzun yollar katlederek Kürdistan’dan çok uzak olan Orta Anadolu’ya yerleşmesinin bazı nedenleri olmalıdır. Bu nedenlerin başında hiç kuşkusuz sürgün olayları, Kürdistan’da süren savaşlar, aşiret çatışmaları, yoksulluk, kıtlık, işsizlik, evlilik-akrabalık ilişkileri ve kişisel tercihler gibi birçok neden gelmektedir. Örneğin Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) yıllarında yüzbinlerce Kürt, Kürdistan’dan Anadolu’nun Batı yörelerine sürgün edilmişlerdir. Huzursuzluk ve gerginliklerin olduğu yöreleri Orta Anadolu’ya en çok göç veren yörelerin başında gelmiştir. Özellikle Rus saldırılarının yoğun olduğu Ağrı, Kars, Erzurum ve Muş gibi yörelerden göçlerin fazla olduğunu tahmin edebiliriz. Bu yıllarda çok geniş kapsamlı sürgün olayları yaşanmıştır. Bu sürgünler sonuc Bu yıllarda Erzurum, Van ve Bitlis yöresinden gelen Kürtlerin bir kesimi; Izmit, Samsun, Balıkesir gibi daha değişik yörelere iskân edilmişlerdir
Sürgün Yeri
Bu sürgün Kürtlerden bir kesimi büyük bir olasılıkla gittikleri mekanlara yerleşmiş, bir daha Kürdistan’daki eski yerlerine geri dönmemişlerdir. Kürtler, özellikle yörede baş gösteren savaşlar nedeniyle büyük güçlükler yaşamışlardır. Bir ateş çemberi içinde kalan Kürtler sonunda savaşan güçlerden birisinin yanında yer alarak, diğer tarafa karşı savaşmak zorunda kalmışlardır. Bazen de savaş yüzünden yerlerini terkederek, göreli olarak daha sakin yörelere, Batıya doğru kaçmışlar ve büyük bir kesimi seçimlerini Orta Anadolu’da yapmışlardır.
Cumhuriyet döneminde başgösteren Kürt Isyanları sonucunda birçok kürt sürgün edilmişlerdir. 1925 yılında meydana gelen Şeyh Said Isyanı sırasında geniş kapsamlı sürgün olayları yaşanmış, bir milyon civarında insan Batıya sürgün edilmiştir ve bunlardan bir kesimi ta Trakya’da bulunan Tekirdağ’a kadar sürülmüşlerdir.66 Şeyh Said Isyanı’ndan sonra sürgün edilen Kürtlerden bazıları Konya yöresindeki Omeranlı köyüne sürgün olarak gelmişlerdir.67 Böylece 20. yüzyıl başlarında Orta Anadolu’ya yönelik sürgün ve Kürt göçleri devam etmiştir. Diğer yandan Kürtlerin Batıya doğru göç etmesinin önemli nedenlerinden birisi de; Doğudan gelen Rus saldırılarının bu yıllarda artmış olmasıdır. Yüzbinlerce Kürt insanı Anadolu’nun Iç ve Batı kısımlarına doğru göç etmek zorunda kalmıştır. Bunlardan bir kesimi Konya yöresine yerleşir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Orta Anadolu’ya yapılan bu Kürt göçleri konusunda bu yıllarda Istanbul’da çıkan Kürt gazete ve dergileri sayesinde net bilgilere sahip oluyoruz. Bu Kürtlerin nereden, ne zaman geldikleri, ne kadar oldukları ve hangi yöreye yerleştikleri konusunda sınırlı da olsa bilgi sahibi olmaktayız. Ama bazı karşılaştırmalar yaptığımızda öyle anlaşılıyor ki Orta Anadolu’ya yönelik Kürt göçleri
Sadece Doğu’dan değil, Güneydeki bazı yörelerden Orta Anadolu’ya yönelik göçler de olmuştur. Bu yerleşim birimlerinden birisi Dondurma’dır. Yeni adıyla Gölyazı olarak bilinen bu köyün tarihçesi konusunda Fatma Yeşilöz ve Elife Kart şu bilgileri aktarırlar: "Gölyazı Köyü’nün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır, bunu da köy merkezinde bulunan yığma höyüklerden anlıyoruz. Gölyazı halkı buraya Adıyaman ve Urfa’dan, özellikle Adıyaman’dan gelmiştir. Gelip yerleşmelerindeki başlıca etken, sosyal hayat ve ekonomik refahın olmamasıdır. 19. yüzyılın başlarında büyük bir kuraklığın başgöstermesi, Çukurova’ya göç etmelerine sebep olmuştur. 10 yıl kadar Çukurova’da kaldıktan sonra geri Dondurma’ya dönmüşlerdir. Kasabanın o zamanki ismi Dondurma. Bu bölgede daha önce Rumlar yaşadığı için Dondurma ismini de onlar vermiştir".68 Araştırmacı Hütteroth’un 1858 yılında kurulduğunu söylediği bu köyün tarihi geçmişi konusunda Fatma Yeşilöz ve Elife Kart 1855-56 tarihlerini vermektedirler. Genellikle eskilerde geçimlerini tuz ticaretinden sağlayan bu köyde kadınların dokudukları halılar, yöreden geçen gezginlerin dikkatlerini çekmiştir.
Mehmet Çağlayan... Haberingundemi....alinti