Hollanda pasaportu taşıyan, Konya/Kırkpınar’lı Turgay Yaşar, Suriye Lazkiye kırsalında yakalandı!
Suriye’ye dönük dış müdahale tartışmalarının yoğunlaştığı şu günlerde,
hâlihazırda 30 aydır süren iç çatışmalar devam ederken, Suriye vatandaşı
olmadığı halde değişik ülkelerden savaşmak için bu ülkeye gelen cihatçı
kişilerin uyguladıkları şiddet ve uluslar arası bağlantıları
tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Ülkenin farklı yerlerinde sivil-asker binlerce Suriyeliyi öldüren,
yaralayan, kaçıran ve bunu ‘cihat’ olarak tanımlayan Tekfirci/selefi
paramiliter çetelerin ağırlıkla üstlendikleri Suriye’nin kuzey
kırsalında, Suriye ordusunun gerçekleştirdiği operasyonlarla birlikte
denetimleri altında tuttukları önemli mevzileri kaybetmeye başladığı son
günlerde Suriye'deki haber kaynaklarımızdan gelen son bilgi gündemi
sarsacak gibi.
Gelen güncel bilgiye göre ''Turgay Yaşar'ın yakalandığı''
söyleniyordu. Bu bilgi üzerine yaptığımız araştırma da ilginç bir o
kadar da gündem yaratacak sonuçlara ulaştık. Lazkiye’de üstlenen
Mukaveme Suriyyi komutanı Mihrac Ural’a ulaşarak
bilginin doğruluğunu teyit etmesini istedik. Ural; ‘Bu şahsı bizim
kuvvetlerimiz ele geçirdi, sorgusundaki itiraflarından haberdarım’ dedi.
‘Türkiye’de resmi kurumların bilgisi dahilinde VİP geçiş yapıyoruz’
Turgut Yaşar üyesi olduğu selefi çetenin Lazkiye kırsalında gerçekleştirdiği katliama katılmış, kendi ifadesine göre ‘ Nusayri azınlığa karşı savaşmak için Lazkiye’ye gelen, sarin gazının bölgeye taşınması görevini üstlenen’ faaliyetler içinde olmuş.
Lazkiye'de yakalanan Turgay Yaşar'ın üzerinden çıkan pasaport
Suriye ordusu ve Mukaveme Suriyyi güçlerinin düzenledikleri operasyonda, 16 Ağustos 2013 Cuma günü,
Selma ilçesine uzanan vadide kuşatılan ve teslim olan çete üyeleri
arasında Turgut Yaşar’da bulunuyor. Kendisini gözaltına alan Suriye
güvenlik güçleri yaptıkları üst aramasında üzerinden çıkan TC Nüfus Cüzdanı ile Hollanda Pasaportuna da el koydu.
1988 Konya-Kula doğumlu Turgay Yaşar’ın Hollanda’ya göçmen olarak giden ve Zoetermeer bölgesinde
ikamet eden Türkiyeli bir ailenin çocuğu olduğu ortaya çıktı. Turgay
Yaşar’la beraber aynı köylü Ahmet Polat isimli şahsında Hollanda’dan
Suriye’ye ‘cihat’ için gittiği öğrenildi. Hollanda pasaportu taşıyan bu
kişiler çatışmalara iştirak etmelerinin dışında ‘kimyasal madde’ taşıma işini de gerçekleştirdikleri belirlendi.
Turgay Yaşar’ın aylar önce Avrupa merkezli yayın yapan Özgür Politika gazetesinin ‘Ailelere Cihat Şoku’ başlığıyla yayınladığı habere konu olan ‘kayıp Kürt kökenli gençlerden’ biri olduğu anlaşıldı. Holanda’da ailelerin‘kayıp çocuklarının akıbetini araştırdığı’ gazetenin haberinde aktarılmıştı.
8 Şubat tarihli Özgür Politika gazetesinin haber küpuru Turgay Yaşar ve kayıp Kürt gençlerden bahsediyordu
8 Şubat 2013 tarihli Özgür Politika gazetesinde, Turgay Yaşar’la birlikte kayıp olan dört Kürt kökenli genç için yapılan haberde geçen önemli bilgileri paylaşalım.
Suriye’de savaştırmak için selefi çetelere militan yetiştiren
merkezlerin deşifre edildiği haberde özet olarak şu bilgiler geçiyordu: ‘’
Hollanda'daki Arap camilerini propaganda ve örgütlenme merkezleri
olarak kullanan örgütlerin organize ettikleri 'cihad yolculuğu'
kumpasına Kürtler de takıldı. Hollanda'da bazı dindar Kürtlerin,
camilere müdavim yaptıkları çocukları kayıp…’’
‘’Zoetermeer bölgesindeki Kıble Camisi, örgütlenmenin önemli
noktalarından biri. Ancak, Rotterdam ve Den Haag gibi kentlerde de
benzer çalışmalar yapılıyor. Kıble Camisi'nde Talbi isimli Faslı, her
cuma dini sohbetler adı altında çağırdığı kişilere propaganda yapıyor ve
onlarla yakından ilgileniyor. Bu gibi sohbetler bir nevi örgütlenme
çalışmasının alt yapısı nitelinde. Talbi, propaganda yaptıkları arasında
ikna edebileceğini düşündüğü kişiler üzerin de yoğunlaşıyor, tuzağa
düşürdüklerini 'cihad yolculuğu' organizasyonuna devrediyor. Son
kurbanlardan dördü Kürt: Konya/Kırkpınarlı Turgay Yaşar ve Ahmet Polat, Hewlêrli Rebeen Ramadan ve Süleymaniyeli Seriaz…’’
‘’ Gençler, ailelerine ilk etapta "İki haftalık izne gidiyoruz"
veya "Suudi Arabistan'a okumaya gidiyoruz" diye ayrılıyor. Gittikten
kısa bir süre sonra aileden birine şok mesaj geliyor: "Hakkınızı helal
edin, ben Allah adına savaşa gidiyorum" veya "Beni aramayın, okulumu
bitirdiğimde de Hollanda'ya dönmeyeceğim."
Gidenler için belirlenen çıkış noktaları, ağırlıklı olarak
Frankfurt, Brüksel, Amsterdam ve Düsseldorf. Giriş noktası ise İstanbul.
İstanbul'a ulaşanlar Adana üzeri Hatay'a oradan da ya Rojava'ya ya da
Suriye'ye gönderiliyor. Örneğin Ahmet Polat ve Seriaz, Düsseldorf
Havaalanı'ndan çıkış yapmış. Türkiye'deki temel bağlantı isimleri Usama
ve İbrahim adlı kişiler. Bu kişilerin Suriye'ye ait telefon numaraları
kullanıyor: Usama'nın telefon numarası 00 96 39 417 XX XXX. İbrahim'in
ise: 00 96 395 48 XX XXX.’’
‘’Kürt aileler, olan biteni fark edemediklerini söylüyor. Çocukları
aniden ortadan kaybolunca acı gerçekle yüzyüze kalan aileler Hollanda
polisine şikayette bulundu.’’
Hollanda’da polise giderek şikayetçi olan Yaşar ailesinin çocukları
Turgay Yaşar, 16 Ağustos 2013 tarihinde, Lazkiye köylerinde yaşanan
katliama mensubu olduğu El Nusra bağlantılı, Ceyşü’l Muhacirin ve ‘I Ensar militanı olarak katıldı. Suriye ordusunun operasyonu ardından yanındaki silahlı unsurlarla bölgeden uzaklaşmaya çalışırken Nebi Şuaya Dağı eteklerinde, Selma ilçesi yakınlarındaki vadide ele geçirilerek tutuklandı.
‘ Hollanda’dan elde ettiğimiz sarin gazını ben getirdim’
Turgay Yaşar kendisini yakalayan Mukaveme Suriyyi güçlerine verdiği ilk bilgilerde: ‘’Emir
Seyfullah’ın emrinde altında,Muhacirin örgütüyle birlikte savaştığını,
kâfir Alevilerin Suriye’deki zülmüne karşı cihat’a geldiğini, kimyasal
silahlara gerekli olan her şeyin Hollanda’dan Türkiye’ye oradan da Nusra
cephesine verildiği’’ dile getirdi. Hollanda bağlantısı üzerinde duran güvenlik güçlerine verdiği ilk bilgide Yaşar: ‘’ Hollanda’dan elde ettiğimiz sarin gazını önce Türkiye’ye oradan da Suriye’ye getirdim’’dedi.
Turgay Yaşar'ın üzerinden çıkan kimyasal madde
Suriye güvenlik güçlerinin ‘neden Hollanda, Türkiye’de de üretildiği söyleniyor’ sorusuna cevap olarak: ‘’ Hollanda’dan çok daha etkili ve konsantre olmuş haliyle elde ettiğimiz için getirdik’’ dedi. Yapılan ilk sorgusunda sarin gazını Hollanda’dan Türkiye’ye hangi yoldan getirdikleri sorusuna şöyle açıklık getirdi: ‘’ İlgili kurumlar bunu biliyordu ve havaalanından VİP ten geçiyorduk, arama olmadığı gibi koruma altındaydık.’’Turgay
Yaşar’ın, Halep’in Han el-Asel bölgesinde, sarin gazlı kimyasal
saldırıda kullanılan malzemeleri temin eden ve bölgelere ulaştıran ekip
içinde yer aldığı ifade ediliyor.
Yaşar’ın, Suriye’ye ilk giriş yaptığı dönemde, Rojava bölgesine gitmek
istediğini ancak bağlı olduğu örgütün talimatı üzerine taşıma ve
hazırlık işleriyle ilgili görevlendirildiğini anlattığı sorgusunda,
Lazkiye’ye geliş nedeni hakkında da şunları söylediği ifade edildi: ‘’Sahilin ezici çoğunluğunun alevi olduğunu biliyoruz, burada kullanılma hazırlıkları da sürüyordu.’’
Turgay Yaşar’ın üzerinde yakalanan ‘kimyasal madde’ ABD ordusunun envanterinde!
Yaşar'ın üzerinden çıkan ve kimyasal yapımında kullanılan madde ABD Malı
Turgay Yaşar’ın üzerinde su ve oksijenle temas ettiğinde ısı saçan ‘kimyasal madde’ çıktı. Bu maddenin ABD menşeili olduğu, New York/ Riverhead’ta bulunan bir fabrikadan, ABD ordusuna bağlı askerlerin kullanımı için üretildiği öğrenildi.
‘Lazkiye’de satırla öldürdüğümüz insanlar oldu’
Turgay Yaşar sorgusunda Lazkiye’de gerçekleştirdikleri katliamı anlatırken. ‘’Emir Seyfullah’ın talimatıyla İssirbi, Baruda, Kırrata, Hırbıt baz, Blata köylerine baskın yaptıklarını’’söyledi.
Alevi köylerindeki katliam hakkında sorgusunun bu kısmında şunları söyledi: ‘’Sabah
kimse uyanmadan yaptığımız baskınlarda evlerin kapılarını tekmeleyerek
kırıyorduk, kapısı açtığımız evlere girdiğimizde kim olduklarını
bilmeden içeride kim varsa kurşunlayarak öldürdük. Önümüze çıkan, kurşun
harcamamak için satırla öldürdüğümüz insanlarda oldu.’’
Geçtiğimiz Ağustos ayının ilk haftası Suriye Lazkiye’nin doğu kırsalına
sızarak, Alevi köylerine saldıran, yüzlerce masum köylüyü katleden ve
sayıları 500'ü bulan insanı da kaçıran cihatçı güçler saldırdıkları
Bahuda köyünde dini bir vecibe nedeniyle orada bulunan Şey Bedir
Gazal’ıda işkence yaparak kaçırmış daha sonrada infaz etmişti.
Köylerde yaşanan katliamı ve Arap Alevi Şeyhin infazını yabancı uyruklu militanlardan oluşan, liderliğini Kafkasya kökenli Emir Seyfullah’ın yaptığı Ceyşü’l Muhacirin ve ‘I Ensar isimli selefi çete üstlenmişti.
‘MUHACİRİN VE I ENSAR’, Suriye'deki en önemli cihatçı
selefi örgütlerin başında geliyor. El Nusra bağlantılı "Muhacir ve Ensar
Ordusu" saflarında Kafkasya’dan gelenlerle beraber farklı ülkelerden
gelen 1000'den fazla militan yer aldığı söyleniyor. Ebu Ömer ve Emir
Seyfullah isimlerini kullanan iki selefi elebaşının kontrolünde hareket
ediyorlar.
Suriyeli kaynaklara göre yakalanan selefi militan Turgay Yaşar’ın
Hollanda ve Türkiye bağlantıları mutlaka aydınlatılmalı vurgusu öne
çıkıyor. Geçtiğimiz aylar içinde Avrupa medyasına yansıyan; Hollanda
güvenlik güçlerinin Maastricht kenti yakınlarında sarin gazı ile
yakalanan biri Türk kökenli dört kişi hakkındaki operasyonuna dikkat
çeken kaynaklar; Hollanda’da faaliyet yürüten cihatçı güçlerin bu
noktadaki bağlantılarına işaret ediyorlar.
Yine Havalimanlarından VİP geçiş konusunun irdelenmesi gerektiği aktarıldı.
05 09 2013 Perşembe
Ferhat AKTAŞ/ Genç Bakış