Main Registration

Login

Welcome Guest | RSSFriday, 2024-03-29, 10:12 AM
[ New messages · Members · Forum rules · Search · RSS ]
  • Page 1 of 1
  • 1
Forum » Tavsançali » Tavsançali Tarihi » Tavsancali Tarihi
Tavsancali Tarihi
volongotoDate: Saturday, 2012-02-11, 8:59 PM | Message # 1
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Tavsancali Tarihi
Tavsancali Tarihi::Yazar--Ihsan Eken:VEGER dergisinden alinti

Bundan yaklasik 300 yil once1691 tarihli kapsamli iskan kararinin bir sonucu olarak Orta Anadolu'nun yuksek ovalarina yerlesdirildiklerinde karsilasdiklari manzaranin hoslarina gidiklerini tahmin ediyorum,Ilkbahar aylarinda havalarin isinmasiyla geldiklerini dusunursek her tarafi yemyesil,rengarenk çiçeklerin olusdurdugu hali gorunumlu alanlar meyva çalilari ozelikle üzüm ile dolu yamaç ve tepecikler ve degisik yerlerden akan pinar sularinin olusdurdugu küçük dereçikler,hemorulmus göçebelerin hem de koyun,inek ve diger hayvanlarin istahladigini saniyorum,

Keske göçebelerin içinde yazma ailiskanligi olan birisi olsaydi da,genelde düz olan arazinin muhtesem cennetsel güzeligini bize aktarsaydi,Keske gelis sebeblerini,aile ve üyelerinin sayilarini,inek,koyun ve at rakamlarini v,s yazsalardi,Ama biliyoruz; göçerlerin böyle bir aliskanliklari pek olmamis,Onlar tarihlerini,efsanelerini,masal ve hikayelerini hep sözlu aktarmislar,Bütün bu birikimleri yaziya dökmek bizim nesile kalmis gibi görünüyor,

^Resvan Federasyonu'nun bir asireti olan Omariler,ilk çadir kurduklari yerin kasabanin hemen disindaki Birresk(siyah kuyu) dedigimiz yer olmusdur,Bireskin hemen güneyindeki Ara Bira'da küçük pinarlar ve bunlarin olusdurdugu uzun bir dere vardir,<ar< bilindigi üzere ates demekdir,çadirli yerlesim yerlerine ar demekdeydiler,Ara Bira ismi buradan gelmis olmalidir,

1850'lerde kasabanin su andaki merkezinde Konyalilarin hewsolari(bir cesit agil) vardir ve muhtemelen yaz aylarinda koyunlari için yayla olarak kullanmakdaydilar,Bölgeninde yerlesmeye uygun yeri burasidir,Zira bölgenin önemli su kaynaklari olan va sonrasindan isimleri<kaniya Camiyé< < kaniya Bejdeliyè<ve <kaniya Qarka< olacak olan çesmeler burdadir,Ana yola da daha yakindi,

Ilkyerlesimden kisa bir süre Konyalilar bölgeyi terketmis ve yerlesim bugünkü yere geçirilmisdir,Yerlesim iki çesmenin etrafina yayilmisdir,

<Qon< dedikleri kara keçi kilindan yapilmis evlerin büyüklügü<sun < dedikleri sütunlar belirlemekdeydi,çadirlarin içi de hasir ve halilarla çesitli bölümlere ayrilirdi,

Atalarimizin konakdiklari veya mecbur edildikleri bu yeni yerlerdeki muhtesem doga zenginligi ve güzeligi disinda,daha önçeleride bir çok yerde gördukleri,çesitli harebelerle de karsilasdilar,Zira bölge bin yillarinda Selciklularin hakimiyetine geçdiginde yikilip insazizlasdirilmisdir,Geriye kalan harabe taslarindan en son grubun hiristiyanlar oldugu anlasilmakdadir,Kasabanin güneyindeki tepede,Tavsandagi bugün ziyaretyeri olarak anilan yerde bir tas havlu ile çevrili iki odali bir yapi vardir,Izlerini hala görmek mümkün,
Attachments: 1134674.jpg (19.1 Kb)
 
volongotoDate: Saturday, 2012-02-11, 9:00 PM | Message # 2
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Ayrica kasabaya bagli Uzunkuyu'nun ortasindaki büyük höyügün çevresinin siyah tastan yapilmis bir surla çevrili oldugu anlatilir,Bu höyügün asirlar önçeki bir yerlesim yeri oldugu çesitli kültürlere asirlarca konaklik ettigi tahmin edilmekdedir,Harebelerdeki çesitli büyüklükdeki mermer blok ve sütunlar ile höyügün sur taslarizamanla evlerin temelerinden kullanilarak çogu yok olmusdir,Ceesitli yerlerde bulunan belki 2000 litre suyu alabilecek büyüklükdeki ambar ve diger ebattaki testilerin çogunlugu hazine buldugunu sanan insanlarimiz tarafindan kirilmis yok edilmisdir,Ayni sekilde islenmis sayisiz mermer ve granit taslarinda çogunlugu yok edilmisdir,Bizim göcerlerin eskiye olan yaklasimlari kendi basina bir inceleme gerekdiriyor,Ama net olarak görülen sudur ki ne bulduklari tarihi zenginlik ve eserlerinin degerlerini anlayabilmisler,ne de kendi tarihi esyalarini,örnegin halilar,kilimler, cuvallar,heybeler,giyim esyalari,mutfaklarinin bakirdan,gümüsden yapilmis esyalari,elisi orgüleri vs, gibi çogu zenginliklerini ya yakmislar ya çöpe atmislardir ya da üç bes kurusa çerçilere satmislardir,Bütün bunlarin çogunlugunun korundugunu düsünün,Tavsancali'da muazzam ve ilginç bir müze olmazmiydi?Atalarimizi tarihlerini ve yasamlarini çesitli yonlerini daha saglikli bir sekilde tanimazmiydik?Bugün onlari anlatmakda daha az zorluk yasardik sanirim,

Selçuklularin bölgeyi bosaltmasindan sonra tekrar birtakim yerlesimler olduysa'da,Osmanli döneminde Celali isyanlarindan dolayi Orta Anadolu'nun bir çok bölgesi tekrar bosaltilmisdir, Yaklasik yüz sene süren Celali isyanlari ancak 1650'lerde kontrol altina alinabilmisdir, Ayni tarihlerde Antakya ve Halep arasindaki bölgede ciddi olarak göcebe yigilmalari vardir, Bunlar Türkmen ve Kürt asiretleridir, Yaz aylarinda Güneydogu anadolu'nun kuzey bölgelerindeki daglara cikan bu asiretler kis aylarinda ise sicak iklimi olan Antakya ve Halep bölgelerine dönüyorlardi, Göçebe nüfüsun artisi otlak kavgalarina, göç sirasinda yerlesiklerle problemlere hatta talanlara sebep oluyorlardi,

Osmanli devleti bosalan Orta Anadoluyu tekrar canlandirmak ve Antakya Halep bölgesindeki yogunlasan göçebelerin çikardiklari sorunlari çözmek amaçiyla 1690 yilinda kapsamli bir iskan karariyla diger bölgelerle birlikde göçebelerin önemli bir bölümünü Sivas, Kirksehir, Ankara ve Konya'nin kirsal alanlarina yerlesdirilmek üzere gönderimisdir,

Konya bölgesine gelen Omari asireti ve diger birçok asiret bölgenin kis sartlarinin agir olmasi nedeniyle kis aylarinda tekrar Antakya-Halep bölgesine gitmisler ve yaklasik 150 yil süresince yazlari Konya'da kislari Antakya-Halep bölgesinde geçirmislerdir, Hatta ilk geldikleri kista binlerce hayvanin soguk ve yemsizlikden telef olduguda anlatilir,

Göçebe koyunculuk yapan,yani yazin byüksek yaylalara çikan,kisin sicak bölgelere inip otalak hayvanciligi yapan insanlarin Konya bozkirinda kisin kendilerini ve koyunlarini korumalari mümkün degildi, En basitinde mandiralari yokdu,Yapmasinida bilmiyorlardi,Kuyulari yoktu,kuyu kazaçak küreklerinin bile olmadigi anlatilirdi, Koyun için yem ve samanlari yoktu,Bu güçlüklerden dolayi Osmanlinin da zorluk gösdermedigi yani g¨ç yollarina izin verdigi anlasilmakdadir, Ana yol çukurova üzerinden yapilmisdir,Antakya gidisleri için sicak bölge anlamina gelen « Sel'e gittik »tabirini kulanilirdi,
Attachments: 2764649.jpg (13.6 Kb) · 7983521.jpg (23.4 Kb)
 
volongotoDate: Saturday, 2012-02-11, 9:00 PM | Message # 3
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Bir yaz döneminde Konya'daki kuraklik nedeniyle Samsun Bafra'ya gittikleri anlatilirdi,Gidilen bir diger yer Sivas uzunyayla'dir,Kaç sene oldugu da tam olarak hatirlanmiyor,

1850'lerden itibaren Osmanli gitmelerini engellendiginden, kislari'da Konya'da kalarak devamli yerlesiklige geçmisler,Zaman içinde, çadirlardan kerpiç evlere geçmislerdir, Geçisin yavas oldugunu düsünmek gerekir,çünkü yerlesimden yaklasik 45 yil sonra yani 1895'lerde büyük bir kuraklik oldugu için o yaziSamsun'da geçirmisler,çadirlari olmadan gitmeleri mümkün degildi,Anlasilan kislari köyde yani kerpiç evlerde yazlarida »arabira » « birresk » « papoglu » gibisu kaynaklari olan alanlarda çadirlarda oturuyorlardi,Böyleçe koyunlarini daha iyi otlatiyorlardi,ve kuzularina süt sagimi vb,islerini daha iyi yapiyorlardi,Esasen son yillara kadar kasabanin ismi Türkçe kisladan « kisla » olarak soylenirdi, Kanimca 1920-1930'lara kadar kerpiç evlerin yaninda çadirlarini'da muhafaza etmislerdir,

Zaman içinde kuyu açmayi'da ögrenmislerdir, Uzunkuyu'daki<Bira korte>nin(çukurdaki kuyu) eski yerlesimlerden kalip kalmadigini bilmiyoruz Muhtemelen 1930'lardan sonra buralara bir çok kuyu açilmisdir,Yaylalar isimlerini kuyulardan almislardir,<bira tirej><bira talik>gibi,,,kasabanin diger yaylalari Pazarözü,Papogluve Birçe'dir,

Papoglu muhtemelen önceden Kulu'nun yaylasidir, Birçe kelimesinin örjinali burç olabilir,

çiftçilik, yapmayi çevredeki yerlesik koylerden ögrenmislerdir,çiftçilikle ilgili kelimelerin asagi yukari tamami Tûrkcedir, Aniz,yava(yaba) dirgen,tirmik,anadot,lot,tinaz vb,Ilk ekimin 1990'lerin baslarinda yapildigi saniliyor, Ilk tarlalar Birresk ve köyün hemen güneyinde açilmisdir,Tapuya ilk kayitlarin 1936 yilinda yapildigi iddia ediliyor,1950'de Toprak Komusyonu Kanunu'nun çikmasiyla birlikde tarim alanlarin degisik alanlarda genisletildigini anliyoruz,1960'lara kadar deveçilik yaptiklarinida biliyoruz,
Deve kantarlariyla gölden tuz alarak Manisa,Aydin gibi sehirlere götürüp sattiklarini,donusde inçir üzüm,vb,ürünleri getidikleri anlatilir,Deveciligin yerlesimlerinden önce veya sonra oldugunu bilmiyoruz,çiftcilik gibi deveçiliginde deyimleri tamamen Türçedir, Kantar,Bura,Arna vb,gibi,Eski haritalarda kasabanin ismi kurdoglu olarak geçer,

Eski haritalarda Kurdoglu geçmesine rahmen, kasabanin resmi adi ömeranli idi,1960'ta Tavsançali oldu,Idari sekli kasaba yani Belediye'dir,

NOT:Dergideki orjinal resimleri kopyalamasini yapamadim. Yani beceremedim.Tavsançali.ucoz.com sitesindeki arjivinden bir kaç resim ekledim.
Attachments: 4486955.jpg (21.6 Kb) · 9645179.jpg (20.0 Kb)
 
Forum » Tavsançali » Tavsançali Tarihi » Tavsancali Tarihi
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

Copyright MyCorp © 2024