BALA KÜRTLERİ Balâ; isminin yazılışı ve okunuşu bir tuhaf olan bu yerleşim birimi, Ankara'nın en kenarda, gelişmemiş, kupkuru bir tepenin üzerinde kurulmuş küçük bir ilçesi.
Ben burayı çocukluğumdan beri ablamın Balâ'nın Derekışla köyünde Elo Axa'nın 24 çocuğundan biri olan Heysif (Hacı Yusuf) ile evli olmasından dolayı duyardım ama hiç gitmemiştim. Balâ Kürllerinden Hectehira (Küçükbtyık-Gundi Dalkırana) köyünden evlenince buraya gitmek nasip oldu. Ankara'ya 250 Km. mesafede, neredeyse sadece bir caddesi, daha doğrusu ortasından geçen bir yolu olan küçük bir ilçe. İlçe merkezi daha çok Türk ama Kürelerde var. Halkı yoksul, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor.
Bizi ilgilendiren yanı burada yaşayan Kürtler olduğu için onlarla ilgili bilgi vermeye çalışalım. Balâ'nın 65 köyünün 19'u Kürt. Kürtlerin tamamı Kurmanci konuşuyor ve Sunni-Hane-fi mezhebinden. Bılıki, Atmani, Ki-kan, Heciban aşiretine mensuplar. Aşiret yapısı günümüzde artık önemini kaybetmiştir.
Buraya geliş tarihlerinin diğer bölge Kürtleri ile birlikle olduğu anlatılanlardan ortaya çıkmaktadır. Mesela, Mıkaila'li Meni Yiwiş (86 yaşında)'ın anlattığına bakılırsa bugün Derekış-la'da oturan Xeçanya'lılar Mıkaili'ler ile beraber Kürdistan'dan gelmişler. Önce bugünkü Mıkaila Köyünün Maxre mıntıkasında yerleşmişler ama buraların sazlık ve sivrisinekli oluşu nedeniyle Xeçanya'ya yerleşmişler. Zaten aradaki 200-300 Km.'îik mesafeye ve geçmişin ulaşım imkanlarının azlığına rağmen bunlar aralarında kız alıp-vererek bu akrabalığı yüzyıllardır devam eüirmekteler. Bende bunun son örneğiyim. Maalesef Balâ Kürtlerinden hiç kimse Balâ üzerine yazma cesareti ve zahmetinde bulunmadığı için bu iş bana düştü. Umarım eksikliklerimide bu yazıyı okuyan yöre Kürtleri tamamlarlar.
Balâ'nın Kürt köyleri çoğunlukla Ankara'nın güneyinde, coğrafik olarak Haymana, Ş.Koçhisar ve Kutu Kürtleri ile bir bütünlük arzeder. Hir-fanlı ve Kesikköprü barajlarının çevresine dağılmışlardır. Kesıka (Kesikköprü) bugün bölgede önemli ve gelişen bir Kürt merkezî konumundadır. Özellikle Festivali yoğun ilgi görmektedir. Buna yurtdışından da oldukça destek gelmektedir. Özellikle Hollanda'da yaşayan ve KULSAN isimli bir vakfın başkam olan Adnan Dalkıran'ın bunda yoğun katkısı olduğu söylenmekledir. Amsier-dam'daki faaliyetleri nedeniyle A.D. Hollanda'da 1988 yılında Oranje-Nassau-Hanedanlığı şövalyelik liyakat nişanı verilmiştir. Kendisi Hecte-hira bugünkü adıyla Küçükbıyık köyündendir. Yeri gelmişken bu köyün adının neden köyün kurucusu olan Hec Tahir değiîde Küçükbıyık yapıldığınada dikkat çekelim. Devlet böyle alakasız isimler takarak adeta bölge kürtlerini küçük düşürüyor, alay ediyor ve geçmişinden koparıyor. Üstelik bunların bıyıklan öyle hiçle küçük değil!
Kesıka'da TC.'nin Kurulması aşamasında ve Türk-Yunan savaşındaki rolü üzerinde bana anlatılan bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. Çünkü gelecek nesillerimizin bunu bilmesini ve bilerek, değerlendirerek yaşamasını istiyorum.
Türk-Yunan savaşı çıkıpta Ankara M. Kemal'e karargah olunca, tabiki sıcak savaşın ortasında kalan Orta Anadolu Kürtleride işgalci