unutmaları kendilerini oldukça zorlar. Tam bu sırada Özgürlük Mücadelesi'yle tanışırlar. KAYNAĞA DÖNÜŞ
Asırlardır özlemi ve hasretiyle yaşadıkları ana vatana dönmenin umutları belirmişti. Onlar gibi kültüründen, dilinden koparılan herkes için yeniden öze dönüşün umutları doğmuştu. Herkes gibi onları da büyük bir heyecan sarmış, yeniden umutlanmanın emareleri belirmişti. Asırların hasretinde köz gibi yanan yüreklerini serinleten nefes almasına olanak tanıyan, onurlu bir yaşamın temelleri atılmış ve kuytu karanlığa bir ışık doğmuştur artık. Atalarının yadig‰rlarıyla buluşmanın yaratmış olduğu heyecan kısa bir zaman diliminde tüm İç Anadolu Kürtlerini sarmalamıştı.
Bu yeniden yaşama dönüş umudu, karşısında gençliği, seyirci kalamayacağını düşünerek, kaynağa dönüş için özgürlük kervanında yer almaya başlar. Bu yürüyüş asırların hasretlerini, özlemlerini, umutlarını yeniden yaşam umutlarına, coşku ve morale evirmiştir. Öze dönüş yeniden var oluşun yaratmış olduğu büyük coşku acılarını hafifletmiştir. Kimsesiz olmadıkları büyük bir toplumun parçası olduklarının farkındanlığının yaratmış olduğu gururla, öze dönüş yürüyüşünü bulundukları topraklarda da zirveleştirirler.
TEHCİRE RAĞMEN DİLLERİNİ VE KÜLTÜRLERİNİ KORUDULAR
Sürgünlerin ana temasını oluşturan asimile politikası, İç Anadolu Kürtleri'ni fazla etkilemedi. İnadına kendi dillerini ve kültürlerini koruyup, geliştirerek bu günlere taşıdılar. Devlet İç Anadolu halkının şahsında bir daha yenilmiştir. Tehcirle özünde uzaklaştırıp, kendisine yabancılaştırmayı esas alan devlet, tüm çabalarına rağmen başarılı olamamıştır. Kendi kültürünü unutmamalarının önemli özellikleri de vardır.
Asimile politikasına karşı başarılı olmasının en önemli sırrı sürgün edilirken, geride bıraktığı değerleri sürgün boyunca kimsesiz mezarlara terk ettikleri yüreklerini nesilden nesille söylenti şeklinde aktarmalarıdır. Diğer önemli özellik ise, düşmana duydukları öfke ve terk etmek zorunda kaldıkları topraklarının yüreklerinde yaratmış olduğu özlem ve bir gün tekrar döneriz hayali olmuştur. Bundan dolayı sürekli kaldıkları bölgeye geçici gözüyle bakmış ve hiç yatırım yapmamışlardır. Ancak ikinci tehcir ile birlikte genç nesillin sürekli Avrupa'ya akmasıyla birlikte, köylerde yaşlıları ve okuyarak belli yerlere gelenler kalmıştır. Bu da beraberinde dilde bir yabancılaşmanın gelişmesine yol açsa da, Gölyazı Beldesi, belediye öncülüğünde Avrupa'nın birçok ülkesine göçmek zorunda kalan Konya Kürtlerini buluşturmak, dili ve kültürü canlı tutmak için her yıl Temmuz ayının son haftasında yapmış olduğu Gölyazı Kültür Festivali'nin dördüncüsünü bu yıl gerçekleştirdi.
KÜLTÜR FESTİVALİ KÜLTÜRÜN VE DİLİN HARCI OLMUŞTUR
Bu yıl 4.'sü düzenlenen Gölyazı Kültür ve Kaynaşma Festivali büyük bir buluşmaya sahne oldu. Her ne kadar bulundukları ülkelerin kültürlerinin izlerini üzerlerinde taşısalar da, kendi kültürleriyle buluşmanın coşkusu ve sevinci herkesin yüzüne yansıyordu. Kürtçe şarkılar eşliğinde büyük kültür buluşması yeni umutların varlığını yansıtıyordu. Adeta tüm barbarlığa rağmen, kültürlerini ve dillerini yitirmemenin gururunu taşıyorlardı gözlerinde. Yaşlı analar, amcalar gençler ve