Main » 2011 » November » 4 » Thomas Bois'in kaleminden Kürtlerin büyüleri!
7:53 PM
Thomas Bois'in kaleminden Kürtlerin büyüleri!
Thomas Bois'in kaleminden Kürtlerin büyüleri!
Serdar Eroğlu -ANF
/ 04 Kasım 2011
İlk kez 1927 yılında Kürdistan’a giden ve uzun yıllarını bölgede
geçiren Fransız din adamı Thomas Bois’in kaleme aldığı "Kürtler” adlı
kitabı halen birçok Batılı araştırmacının başucu kaynaklarından biri.
Kitabı
en ilginç kılan bölümlerden biri ise Kürtlerin batıl inançları ve pagan
topluluklar döneminden miras özelliklerin değerlendirildiği bölüm.
Kitapta, bir din adamı olmasından hareketle, Bois’in, 20. yüzyılın
ikinci çeyreğindeki Kürt toplumunun inanç sistemlerini daha yakından
incelediği görülüyor.
O dönemdeki Kürt toplumunun batıl
inançları konusunda Bois’in gözlemlerini derledik. Bu gözlemlerde
oldukça ilginç belirlemeler de bulunuyor.
Bois’e göre Kürtler
doğadaki güzelliklerin perilerin dokunuşuyla olduğuna inanır. Cinler ise
Asuri, Kürt ve Ezidilerin ortak inancıdır. Cinler kendilerini görünmez
kılan kırmızı bir başlık giyerler. Bazıları çirkin, bazıları güzel,
bazıları kötü bazılarıysa iyidir. Vadi derinliklerinde, mağaraların
kuytularında saklanırlar.
Bazı Kürtler evlerinin eşiklerine
sıcak su dökmez çünkü cinler orada otururlar. Kimi inanışlara göre
cinler her ne kadar ateşten yaratılmış olsalar da yemeğe ihtiyaç duyar.
İnsanlarla iletişim kurabilirler. Hatta 1750 yılında ölen Botan Emiri
Muhammed bir periyle evliydi. Hayaletlere olan inanç ise son derece
derindi. Öyle ki bir Ezidi şeyhi olan Şeyh Gamo bu yüzden aklını yitirip
intihar etti.
Kürtler horozun yeni evlilere uğur getirdiğine
inanırdı. Ezidiler için tavuskuşu kutsalken yılan ise korkulan bir
canlıdır. Ezidiler arasında yılanları deliğinden çıkaran avcılar, yılan
yutanlar vardı. Birçok Kürt de gökyüzünde yaşadığı söylenen "mara ezman”
adı verilen bir efsanevi hayvana inanırdı. Henüz hiç kimsenin görmediği
bu hayvanın bir gün yeryüzüne düşeceği inancı hakimdi.
Bazı
Kürtlere göre ay tutulması da dev bir balinanın yada ejderhanın onu
yutmaya çalışması sonucunda oluyordu. Bunu engellemek için ay tutulması
olduğunda Kürtler mümkün olduğunca çok gürültü çıkararak ayı yutmaya
çalışan hayvanı kovarlardı.
Kürtler kuyrukluyıldızların
uğursuzluk getirdiğine inanırken tüm insanların gökyüzünde bir yıldız
olarak temsil edildiğini ve insan öldüğünde onunla beraber yıldızının da
öldüğünü düşünürlerdi.
Bois’e göre en köklü batıl inanç nazara
ilişkindi. Kürtler hemen hemen tüm kötülükleri nazara bağlıyordu. Bu
yüzden çocuklar ve bebeklerin omuzlarına nazar boncuğu iliştirilirdi.
Yine evlerin görünür bir yerinde nazar boncuğu asılı olurdu.
Eskiden
bazı Kürtler arasında yaygın tuhaf büyüler de vardı. Misal kocasını eve
bağlamak isteyen bir kadın onun yemeğine gizlice eşek beyni koyardı. Bu
şekilde erkeğin bir eşek gibi idare edebileceği düşünülürdü.
Yerde
etrafına çember çizmek ise kötü ruhlardan korunma amacını taşırdı. Bir
cinin yada kötü ruhun varlığını hisseden biri hemen kendi etrafına bir
çubukla çember çizer böylece kendini sakınırdı.
Yağmur getirmek
için ise Hıristiyanların haçına benzer tahtadan bir cisim yapılır ve
bunun her iki kolundan tutularak dualar edilirdi.
Kürtlerde
Zerdüştlükten kalma pagan ibadetlerinin etkisi de görülürdü. Güneş ve
ateşin Kürt toplumlarındaki kutsallığı buna delalettir. Ateşe tükürmek
neredeyse ölümcül bir günahtır. Bebek ilk doğduğunda ateş çevresinde
dolaştırılır, genç kız evlenirken yine ateşin çevresinde bir daire
çizer. Elde ateşle bir sürünün içinden geçilmez.
Kürtlerde
doğaya tapınmanın sembolleri olan uygulamalar da vardı. Örneğin tepe
başlarındaki kayalardaki ziyaretler, bazı ağaçlar, kuru dallar dahi
kutsal sayılabiliyordu. Yine birçok Kürt aşiretleri su kaynaklarını
kutsal sayar ve ziyaret ederek dualar ederdi. Ve bunlar İslamın tüm
yasaklamalarına rağmen yüzyıllar boyunca sürmüş geleneklerdi.