Sürgün Kürtlerin derin ezgileri Osmanlı’nın 17.yy’dan sonra girdiği
sarsıntı dönemlerinde, Kürtlere yönelik yasalar çıkarılarak zorla
dağıtılmaları ve hatta uzak yerlere sürgüne tabi tutulmaları söz konusu
olmuş.
İlgili Başlıklar » 'Sürgün insanları'nın öyküsü » ‘Sürgün İnsanları’ ve
‘Umudi Yürekler’ İşte bu saldırı, katliam ve sürgünlere tabi
tutulanlardan bir bölümü günümüzde İç Anadolu’da yaşayan Kürtlerdir. Ama
ne hikmetse yok olmuş toplulukların tersine, İç Anadolu Kürtleri 250
yıllık bir sürece rağmen, kendi dil ve kültürünü koruma, yaşatma ve
yaşama erdemliliğini göstermişler. Gerek dilleri gerekse kültürlerini
bulundukları bölgelerde tüm zorluklara rağmen yaşatmayı sürdüren İç
Anadolu Kürtleri, davul ve zurna ezgilerinden oluşan "Zirav û Govenden
Kurden Anatolia Navin” albümüyle Kürt kültürünün farklılık ve
zenginliğini insanlığa sunuyor. Bozkırlara sürgün
Kürdistan’dan sonra en büyük Kürt kolonisi olan İç Anadolu Kürtleri,
kimliklerini ısrarla koruyorlar. Hayatın tüm alanlarında Kürtçe
konuşmaya özen gösteren İç Anadolu Kürtleri yoğunlukla, Ankara,
Kırşehir, Aksaray, Konya ve Kayseri’de yaşıyorlar. Sürgün Kürtler
hakkındaki bilgiler, son yıllarda yapılan araştırmalar sayesinde oldukça
çoğaldı. Tarihin belli zaman dilimlerinde, içten ve dıştan
dayatılan zorunluluklar nedeniyle yaşadıkları coğrafyadan
uzaklaştırılmışlar. II. Mahmut döneminde Fransa’dan örnek alınarak
başlatılan, Kürdistan’ı Osmanlı’nın merkezi otoritesine kayıtsız-şartsız
bağlama ve merkezi otoritenin en ücra köşeye kadar dayatılması
düşüncesi ile rutinleşen sürgünler, kendini devam ettiren süreçte de
Kürt halkının kitlesel olarak başkaldırılarını ve akabinde sürgünleri de
beraberinde getirmiş. Bugün Anadolu’da farklı yerlerde uzun süreden
beri yaşayan Kürtlerin büyük bir kısmı bu rutinleşen sürgünler zincirine
dahil olan insanlardır. 250 yıllık tarih sürecinde kendinde
özgü bir kültür ve değerler birikimi yaratan İç Anadolu Kürt toplumunun
müzikal özgünlükleri, geniş bir araştırma alanını oluşturuyor. 250 yıl
önce geldikleri toprakların müzikal özelliklerini koruyan sürgün
Kürtler, yaşadıkları coğrafyada bulunan kültürleri de kendi kültürlerini
unutmayacak şekilde özümsemişler. Kavallarından, zurnalarından çıkan
ezgiler kimi zaman Adıyaman, Malatya’da söylenen ezgilere denk gelse de
bozkır özelliklerini taşıyor. Günümüze ulaşan bir çığlık
"Zirave û Govenden Kurden Anatoliya Navin” isimli eserde, sürgün
Kürtlerin müzisyenlerinin yetiştiği köy diyebileceğimiz Konya’ya bağlı
Kutluhan köyünden Faruk ve oğlu Bayram Onaran, davul ve zurnalarıyla yer
almışlar. Kutluhan köyünün sürgün Kürtler için özel bir yeri var.
Düğünlerde ve diğer özel günler için kilometrelerce öteden gelen
insanlar Kutluhan köyünden davul ve zurnacıları köylerine davet
ediyorlar. Unutulmaya yüz tutmuş bu değerlerin bir eserde toplanmasını;
sürgün Kürtlerce çıkartılan Birnebun dergisi, Almanya’daki Ziman-Orta
Anadolu Kürtleri Derneği ve İsveç’teki Orta Anadolu Kürtleri Vakfı maddi
yönden finanse etmişler. Albümün yapımını ise Mir Müzik ve Huner Muzik
birlikte üstlenmiş. Yaşamlarını bozkırlarda sürdüren sürgün
Kürtlerin halaylarında dahi bir acı, sürgünün zulmü, ayrılığın zorluğu
yer alıyor. Geldikleri toprakların kültürünü, değerini tüm baskılara
rağmen 250 yıl ertesine taşıyan sürgün Kürtlerin ezgileri, uzun zamandan
beri kendi içlerine dönerek araştırma evresine girmiş insanların
günümüze ulaşan bir çığlığı gibi duruyor. JİYAN AKBAY
|