Main » 2011 » November » 12 » Ömerhanlı’dan Tanıdık Yüzler / Celal Yılmaz
5:01 PM
Ömerhanlı’dan Tanıdık Yüzler / Celal Yılmaz
Ömerhanlı’dan Tanıdık Yüzler / Celal Yılmaz
Celal
Yılmaz günümüzde tam doksan bir yaşında. Maşallah dediniz mi? Düşünün
bir kere... Celal Dede doğduğunda Cumhuriyetimiz henüz yoktu. Ankara
başkentimiz değildi. Padişahımız Efendimiz henüz İstanbul’u işgal eden
İngiliz’e sığınmamıştı.
Ve
ben "Gariban Köy Muallimi Zeynel Kozanoğlu” öğretmen diye atandığım
köyün önünde otobüsten indiğimde ilk karşılatığım, ilk tanıştığım
öğrenci velim.. Yolun hemen kıyısında köyün beri uucunda bakkal dükkanı
vardı.
Otobüsün
üzerinden ev eşyamı indirirlerken yardım etti. Şaşırdınız mı? Köye
bekar gidiyordum. Konya’ya atandığım bildirildiği için dün Ankara’dan
Konya’ya gitmiştim. Yatağım, yorganım ve kap kacağım otobüsün üzerinde
benimle idi.
Ankara
Konya arası 265 kilometre... Konya’da öğrendim ki, Ömerhanlı’mız Konya
Ankara yolu üzerindeymiş. Ertesi gün yine eşyamla birlikte otobüse
bindim. Ankara yönünde aynı yolu 140 kilometre kadar gittikten sonra yol
üstünde köyümü buldum.
İşte
Celal Yılmaz’la yüz yüzeyiz. Otobüs beni bırakıp gittikten sonra hoş
beşin ardından elimde sıkı sıkıya tuttuğum kutunun içinde ne olduğunu
sordu. Gazyağı idi. Köyde evimde bana ışık olacak, diye lambamda
kullanmak için gazyağı getirmiştim.
Bana yolun karşı yakasını gösterdi. Dev gibi bir Petrol İstasyonu vardı.
"Zahmet etmişsin Hoca,” dedi. "Şu istasyonda en az on ton gazyağı var şu anda..”
Gülüştük. Evet, evet ağlanacak halime Celal Yılmaz da güldü, ben de güldüm.
O gün 1955 yılının 28 Ekim günüydü. Kaç yıl geçtiğini hesap edebildiniz mi?
Köyde
kaldığım süre boyunca Celal Yılmaz’la "öğretmen ve öğrenci velisi”
yakınlığı içinde görüşmemiz devam etti. Zengin değildi. Köyün ileri
gelen aileleriyle de pek içli dışlı hali yoktu. Kendi halinde bir Celal
Yılmaz’dı işte.
Ancak
şurası gerçekti. Çok akıllı çocukların babasıydı. Onlar da bu
akıllılığı babalarından almış olmalıydılar. Çocuklarından Mehmet Yılmaz
benim önümde okudu. Galiba ikinci sınıftaydı. Bir çift kara boncuk
gözleri ve sürekli gülen yüzü bugün de gözlerimin önünde.. Çok sonraki
yıllarda anlattı.
Köye
gelişimi izleyen yılda evlendiğim eşim Hayruş’la benim "pek şehirli”
halimize içten içe imrenirmiş. "Büyüdüğüm zaman ben de böyle şehirli bir
kızla evleneceğim,” dermiş. Mehmet Yılmaz’ın bu hayali, hayalde mi
kaldı? Hayır...
Oysa, biz Ankara’dan geliyorduk ama, biz de Anadolu’muzun bir başka köyünden idik.
Mehmet Yılmaz okudu, avukat çıktı. Ve Konya’dan Saliha ile evlendi.
Şimdilerde pırlanta gibi Elif ile Esin’in ve aslan gibi Erdem’in "anne” si. Hayruş’un da canı kadar sevdiği Saliha’sı...
Mehmet
Yılmaz’la Hukuk Fakültesi’nde bir ara ikinci sınıfta "sınıf arkadaşı”
durumunu yaşadık. Arkadaşlarına "Bakın benim Hocam,” diyerek beni
tanıtıyordu. "Aynı sınıftayız,” diyordu. Mehmet Yılmaz Ankara hukuk’u
bitirdi. Ben bitiremedim.
"Celal Yılmaz’ın ne gibi hüneri vardı, da onu yazdın?” diye soracak olanlara derim ki...
O
günün Ömerhanlısında Petrol İstasyonu sahibi olanlardan tutun da toprak
ağası olanlara kadar pek çok zengin adam vardı. Kamyon sahipleri vardı.
Biçer Döver sahipleri, traktör sahipleri vardı. Binlerce dönüm tarla
sahibi olanlar vardı.
Ancak
o yıllarda sadece Celal Yılmaz’ın büyük oğlu Ahmet yüksek öğrenim görüp
muhasebeci ve sonra da Mali Müşavir oldu. Öğrencim Mehmet Yılmaz avukat
çıktı. Günümüzde İzmir Barosuna kayıtlı ve kendisinde "umumi
vekaletname” m var.
Bu
vekaletnamenin ne anlama geldiğini bilenler biliyor. Ve babası oğluna
vermez böyle bir vekaletnameyi. Ama, avukatınız Mehmet Yılmaz ise
gözünüzü kapatın ve verin.. Yazdığım "Kitap Yazdım Borçlu Çıktım”
başlıklı kitabım dolayısıyla dava açan kişiye karşı beni savunan avukat
işte bu delikanlı idi.
"Hocam, sen merak etme, ben bu kişiye avucunu yalatırım,” dedi ve dediğini de yaptı.
Aslanım, Mehmedim benim..
Celal
Yılmaz’ın Muhammet adlı oğlu Elektronik Mühendisi.. Metin adlı oğlu da
Tıp Doktoru.. Bir kızı var, adı Hamide... O İsveç’te evli.. O da
Stockholm’de diş teknisyenliği okudu. Yüksek öğrenim görmemiş çocuğu
yok.
Ömerhanlı’da
bugün pek çok yüksek öğrenimli kişi var. Her meslekten okumuşlar var.
Ama, onların en önde gelenleri Celal Yılmaz’ın çocukları oldu. Celal
Yılmaz bu nedenle yazılırdı ve de yazdım. Ve onun hakkında asıl
yazacaklarımın da yarısını bile dile getiremedim.
Celal
Yılmaz İzmir’e Mehmet oğlunu ziyarete gelmiş. Güllü ana onu bırakıp
gideli köyde canı sıkılıyor olmalı. Ömerhanlı’ya gidebildiğim yaz
günlerinde kendisini hep görürüm. Ellerinden öpüyorum. Sağlıklı günler
diliyorum.