Main Registration

Login

Welcome Guest | RSSFriday, 2024-04-19, 1:37 AM
Menu du site

Tag Board

Our poll
sitenin orani nasil
Total of answers: 14

Statistics

Total online: 1
Guests: 1
Users: 0

Main » 2010 » October » 12 » Konya'da Yasayan Kurtler
7:02 PM
Konya'da Yasayan Kurtler
Bu yaz tatillimizi Konya’da geçirmeye karar verdik. Daha doğrusu yurt dışında çalışan gurbetçi bir arkadaşım ile eşinin isteği üzerine, eşimle birlikte misafirleri olduk. Abdullah Baran adlı bu arkadaşımla tanışmış olmam beni farklı bir alanla buluşturdu.

KONYA’DA YAŞAYAN KÜRTLER

Kendi yaşadığımız Türkiye’nin coğrafyasını, tarihini, kültürünü, kimlerin yaşadığını, yok olduğunu biliyor muyuz? Bildiğimizi sanmamakla birlikte, şöyle böyle bilenlerde her türlü teknolojik imkânla toplumsal gerçeklerin üstünü karatmaya devam etmektedirler.
Bu yaz tatillimizi Konya’da geçirmeye karar verdik. Daha doğrusu yurt dışında çalışan gurbetçi bir arkadaşım ile eşinin isteği üzerine, eşimle birlikte misafirleri olduk. Abdullah Baran adlı bu arkadaşımla tanışmış olmam beni farklı bir alanla buluşturdu.
Konya köylerinde, kasabalarında, ilçelerinde Kürtlerin yaşadığını onun sayesinde öğrendim. Nasıl mı öğrendim? Oraya eşimle birlikte tatil yapmaya gittiğimde gezerek, onlarla konuşarak… Ve onların dillerini yaşatmak için kendi aralarında Kürtçe konuştuklarına tanık olduk. Misafirperverliklerini gördük.
Kendi aralarında Kürtçe konuşanlarla birlikte dokuz günü neşe içinde, sevgi dolu insanlık bağlarıyla geçirdik. İşin en ilginci çat pat Kürtçe kelimeler bile öğrendim. Burası beni ister istemez çocukluk yıllarıma götürdü; tek dili dayatanlar gerçekleri bizlere söylemiş olsalardı, birden fazla halkın olduğunu, dillerinin ve kültürlerinin olduğunu anlatsalardı… Bizlerde komşularımızdan Kürtçeyi, Lazcayı, Çerkezceyi, Boşnakçayı ve diğerlerini öğrenip konuşsaydık, daha iyi olurdu. Okullarda okutulsaydı daha iyi olurdu. Birbirimizi daha iyi anlardık. Şimdilerde olduğu gibi ırkçılık prim yapmazdı. Şovenizmin önüne hepimiz gövdemizi siper ederdik.
Abdullah arkadaşım bizi Konya garajından arabasıyla aldı; kavurucu sıcakta mola vermeden Tavşançalı kasabasına vardık. Bu kasaba Ankara ile Konya’nın ortasındadır dersem yanlış olmaz.
Sohbetlerimizde anlatılanlara göre, Tavşançalı’da Kürtlerin varlığı resmi kayıtlarda bile 200 seneyi buluyor. Hatta resmi kayıtlardaki tarihin epey öncesinden bu kurak topraklara gelmişler. Bunların geliş nedenleri ekonomik, sosyal koşullar oluştursa da, savaşlar da bu zorunlu göçün nedenleri arasında yer aldığını görmekteyiz.
Örf ve adetlerin, KOMAGANE dedikleri bölgenin; Adıyaman, Urfa, Maraş, Antep, Halep ve özellikle Adıyaman Kahta ilçesinin örf ve adetlerine benzediğini bu sayede öğrenmiş olduk.
Ankara, Eskişehir, Konya, Aksaray, Kırşehir ile çevrili alanda Kürtler, Konya Ovası’nda çıplak alanda zor koşullarda yaşamlarını çadırlarda sürdürmeye çalışmışlar, ellerinde olanaklar olmadığı için hayvancılık tek geçim kaynakları olduğundan umutlarını hayvancılıkla bütünleştirmişler. Ayrıca Abdullah Baran, Tuz Gölü’ne yakın olan bir ovada 11 sene boyunca küçükbaş hayvanlara geceli gündüzlü bakmış ve annesi her hayvanı vaktinde sağmış. Hayvanların yedikleri ot tuzlu olduğundan, su içtiklerinde oluk oluk içerlermiş.
İç Anadolu Kürtlerinin buraya gelişi, 700 bin insanın başkaldırısıyla Toros eteklerine sürülmeleriyle başlıyor. Burada 100 yıla yakın kalınıyor. Çeşitli hastalıklardan 300 bin insan yaşamını yitiriyor. 400 bin Kürt zorunlu olarak Kırşehir bölgesine göç ettiriliyor. Geçim hayvancılık olunca meralar aramak için Kürtler her tarafa böylelikle dağılmış oluyor.
1800’ün başlarında zorunlu iskâna tabi tutulan herkes bulundukları yerde kalıyor. Böylelikle göçebe hayatı sona ermiş oluyor. Konya Ovası’nda bulunan Kürtler de böylelikle yerleşik düzene geçmiş oluyorlar. Tarım faaliyetine geçiş böylelikle olurken, toprağın altı derince kazılarak, oda gibi yapılarak, yaşamlarını burada sürdürmeye çalışmışlar.
Aynı dönemlerde Rişwan Aşireti, Kürtlerin en büyük aşiretlerden biri sayılıyordu. Komagane bölgesinden, Türkmenistan’a kadar uzanan bölgede yerleşik düzende kalınıyordu bu aşiretin mensupları
Bulundukları yerde içme suyu olmayınca, büyük zahmetlerle Tuz Gölü yakınlarında bulunan göle giderek, hayvan postundan yapılma derilere su doldurularak bulundukları yere getirmişler. Uzun yıllar sonra kerpiçten evler yaparak, yaşamlarına devam etmişler.
Kürt yerleşim birimlerinin isimleri zaman içinde Türkçeleştirilse de, burada yaşayanlar ve gurbette yaşamlarını sürdüren Kürtler kendi ana dilleriyle eski yerleşim birimlerinin isimlerini söyleyerek, unutulmamasını ve var olmasını sağlamaktadırlar. Bu yerleşim birimlerinden bazıları şunlardır:
Tavşançalı (Omera), Kırklar yaylası ( Bırcabelek), Zincirli köyü ( Sefko), Beşkardeş (Torno), Gölyazı ( Halko) …
Kuraklık yüzünden tarım ve hayvancılık geçim için yeterince, 1960’ların başında Avrupa’ya göç başlıyor. 12 Eylül 1980’den sonra gidenlerin birçoğu da ekonomik nedenlerle gitmiş.
Avrupa’da yaşayan Kürtler yaz aylarında yerleşim birimlerine 1 ve 2 aylığına geldiklerinde nüfus birden artıyor. Kışın ise ölü bir yerleşim birimini andırıyor. Bu yerleşim birimlerinde modern evler dikkati çekiyor.
Yurt dışında yaşayan buralı Kürtlerin birçoğu iş sahibi. Yurt dışında gurbetçi olarak yaşasalar da çocuklarına anadilleri olan Kürtçeyi öğretmektedirler. Türkçe öğretmeyi de ihmal etmemektedirler.
Abdullah Baran arkadaşımdan bunları öğrendik ve demek ki Anadolu’da daha bilmediğimiz birçok kültürü öğreneceğiz. Farklı kültürleri ve dilleri yok saymak, inkâr etmek insanlık onuruyla bağdaşmaz. Bu ayıp kimin dersiniz?


Hüseyin Habip Taşkın
19 / 08 / 2010
NEWROZ GAZETESİ

1habibtaskin@gmail.com

Views: 1073 | Added by: volongoto | Rating: 0.0/0
Total comments: 0
Name *:
Email *:
Code *:
Search

Calendar
«  October 2010  »
SuMoTuWeThFrSa
     12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31

Entries archive

Site friends
  • bedava site yapimi

  • AGAHI
    Newroz Piroz Bè
    Tavsançali.ucoz.com
    Panoya Agahi
    Céjna Qurbanè Piroz Bé



    Tavsançali.ucoz.com
    Copyright MyCorp © 2024