Kürtler
arasından mutasavvıf-meşâyihin yanısıra, çok etkili İslam alimleri de
çıkmıştır. Ebu'l-Ferec İbnu'l-Cevzî, El-Kâmil Fi't-Tarih sahibi
İbnu'l-Esir, El-Câmiu Beyne'l-İlmi Ve'l-Ameli'n-Nâfi' Fi Sinâati'l-Hiyel
adlı ünlü eserin sahibi Ebu'l-İzz bin İsmail Er-Rezzaz El-Cezerî,,
Matâli' sahibi Sirâcuddin El-Urmevî, ünlü muhaddis Mukaddime-i İbn Salâh
müellifi Takiyuddin İbn Salâh Abdurrahman Eş-Şehrezorî, ünlü kıraat
alimi Ebu'l-Hayr Muhammed El-Cezerî (100'ü aşan eserlerinin 30'a yakını
Kıraat ve Kur'ân ilimleri ile alakalıdır. 20 civarında da Hadis
ilimlerine ait eser bırakmıştır. H.833/1429 tarihinde Şiraz'da vefat
etmiştir), Ebu İshak Eş-Şehrezorî, Ebubekir el-İmâdî, Ahmed bin Muhammed
Ed-Dineverî, Vefeyâtu'l-A'yân sahibi ünlü İbn Hallikân, Ahmed
El-Hakkârî, Huseyin bin Saad El-midî başta gelen Kürt alimleriydi.
Yanısıra, Orhan Gazi devrinin müftüsü -sonradan Hayreddin Paşa lakabını
alan- Tacuddin El-Kürdî (Bursa'da bir medresesi, Kirmasti'de de
yaptırdığı bir köprüsü vardır), Fatih Sultan Mehmed'in hocası ünlü
Şeyhülislâm Molla Şemseddin Ahmed El-Gürâni (Gorani, vefatı: H.893,
mezarı Fatih-Fındıkzade civarında, kendi mescidinden bugüne gelebilen
haziresindedir), Şeyhülsilâm Ebussuud Efendi (vefatı:982, mezarı Eyüp'te
kendi mektebi avlusundadır. Ebussuûd Efendi'nin Kürtlüğü konusunda bkz.
Tarih-i Peçevî, Matbu Nüsha, C.1, Shf.55), Tâcu't-Tevârih müellifi
Şeyhülislâm Hoca Saadeddin Efendi (Vefatı: H.1008, mezarı Eyüp'te Saçlı
Abdülkâdir Camii haziresindedir), Şeyhülislâm Hoca Saadeddinzâde Şerif
Mehmed Çelebî (vefatı: H.1024, Eyüp'te pederinin yanında
defnedilmiştir), Şeyhülislâm Hoca Saadeddin Efendizâde Mehmed Es'ad
Efendi (Vefatı: H.1031, kabri Eyüp'te babasının kabri yanındadır), son
şeyhülislâmlardan Haydarîzâde İbrahim Efendi (1922'de saltanatın
kaldırılmasının ardından Bağdat'a gitmiş olup, 1933'te orada vefat
etmiştir) Kürtler içinden yetişmiş şeyhülislâmlardı. Bunlara ilaveten,
Muhammed bin Abdürresul El-Berzencî (Vefatı: H.1014, Medine'de
medfundur. Bu zâttan sonra 1930'lu yıllara kadar Mekke ve Medine'de
Şâfii müftüleri/kadıları hep Berzencî ailesinden çıkmıştır), Burhaneddin
İbrahim El-Gurânî, Bursa Ulu Cami müderrisi Kürdî Mehmed Efendi, Molla
Salih El-Kürdî, Mevlana Seyyid Sibgatullah El-Haydarî, Seyyid Abdülkerîm
El-Berzencî, Muhammed bin Adem El-Kürdi El-Bâlekî, Kâtip Çelebî'nin
hocası / Ayasofya müderrisi Kürt Abdulllah Efendi, İmam-ı Sultanî ve
Boğaziçi'nde Vâniköy'e adını veren Vânî Mehmed Efendi, Şeyh Muhammed
El-Gezîrî, Molla Halîl El-Es'ardî (30'a yakın Arapça ve Kürtçe eserin
sahibi ve çağının en büyük İslâm alimlerinden olup 'allâme' olarak
anılırdı. Tefsir, sarf-nahiv ve lügatla ilgili eserlerinin yanısıra
Arapça ve Kürtçe kaleme aldığı Nehcu'l-Enâm adlı eseri ile de
ünlenmiştir. Tefsiri ve mantıkla ilgili eserleri
basılmıştır.Vefatı:H.1257/1841, Türbesi Siirt şehir merkezindedir),
Harputlu Allame Kürt Abdurrahman Efendi, Şerhu'l-Velediyye müellifi
Abdulvahhâb El-midî, Taha El-Gorânî, Şeyh Hâlid bin Süleyman Eş-Şirvânî
El-Orekî (çağının Taftazânîsi olarak anılmış, zamanının ferîdi ve çok
büyük bir kelâm alimiydi. Aynı zamanda Seyyid Şeyh Sibgatullah
El-Arvâsî'nin hulefasındandı. 1293/1877-78 Osmanlı-Rus harbinde Erzurum
cephesinde şehid düşmüştür), El-Mecdu't-T'âlid müellifi İbrahim Fasih
El-Haydarî... Bu saydıklarım 19. Yüzyıl sonuna kadar önde gelen Kürt
ulemasından bazılarıydı.
20. Yüzyıl'da ise, Risâle-i Nur müellifi
Üstad Bediüzzaman Said En-Nursî (Vefatı:Urfa-1960) Hazretlerinden
başlayarak birçok tanınmış ve İslam dünyasında etkili olmuş Kürt
alimleri yer almıştır. Şeyh Alaadin El-Ohînî (Vefatı:1949), merhum
pederim Allâme ve nıhrîr-i zaman Molla Sadreddin Yüksel (Vefatı:2004,
İstanbul), Molla Ramazan El-Butî (Vefatı:1992) ve oğlu Said Ramazan
El-Butî, Allâme Molla Abdülkerîm El-Müderris (Son dönemde Bağdat'taki en
büyük Şâfii fakihi ve müftüsü idi.Vefatı, Bağdat, 2005), Şeyh Mazhar
El-Ohînî, Şeyh Cevâd El-Berzencî (kabri, İstanbul Fatih Camii
haziresindedir), Buhari mütercimi Babanzâde Ahmed Naim (Vefatı: İstanbul
1934, kabri M. Akif Ersoy'un kabri yanındadır), Büyük Şafii fakîhi
Molla Muhyiddin El-Havilî (Vefatı:1988), Divan sahibi Molla Zahir-i
Tendureki, Seyyid Ali El-Findikî, Kamışlı Müftüsü Şeyh Ahmed Ez-Zivingî,
Suriye müftüsü Şeyh Ahmed Kiftaru, Tefsir sahibi Şeyh Osman-ı Halepçe,
Molla Hüseyin Küçük, Molla Salih El-Butî, Molla Hacı-yı Lice, Diyarbakır
Müftüsü Molla Halil Efendi, Ahmed Meylani, Molla Ahmed El-Koğî, İbn
Abidîn mütercimi Mazhar Taşkesenlioğlu, Molla Hasip Seven, Mehmed Emin
Er Hoca, eski Çanakkale müftüsü Molla Muhammed Şirin, Doğubeyazıtlı
Molla Musa (Geçit) El-Celâlî çağımızda Kürtler arasından çıkmış tanınmış
büyük İslâm alimleridir. Bunların yanısıra, 20. Yüzyıl'da Kürtler
arasından, Mısırlı ünlü şair Ahmed Şevkî, Ezher Ulemâsından Mahmud Abbas
El-Akkad ve Necmeddîn Emin El-Kürdî, ünlü Hâfız Abdülbâsıt Abdüssamed,
Abdürrahîm Rahmî Zapsu, Mutkili Halil Hayali, Irak Başbakanı Nuri Said
Paşa, Muhsin Abdülhamid gibi önemli şahsiyetler de yetişmiştir.
Konuyla
alakalı üç makalede de sıralamaya çalıştığım gibi; sadece bu isimler
bile gözönüne alındığında, Kürtlerin İslam tarihi boyunca,önemli roller
üstlenmiş bir topluluk olarak asırları aşan İslâm medeniyetinin hayati
bir parçası olduğu anlaşılabilecektir. Kürt halkı İslâm coğrafyasında
İran içlerinden Akdeniz'e, Güney Kafkasya'dan Irak'ın Erbil ve
Süleymaniyesine kadar uzanan geniş bir coğrafyada, gerek tarihi misyonu,
gerekse birkaç dilli bir topluluk olmasıyla tüm Ortadoğu ve Anadolu
coğrafyasında, Eyyubiler devrinden çok daha güçlü bir şekilde, kültür,
ilim ve medeniyet taşıyıcılığında öncülük/önderlik yapabilecek güçlü bir
potansiyel enerjiye sahiptir. Bu özellikleriyle Hint alt-kıtasından
Adriyatik'e kadar geniş bir coğrafyayı etkileyebilecek, öncü olabilecek
potansiyeli barındırmaktadır.
Ancak , 20. Yüzyıl'dan, soğuk savaş
döneminden kalma geç kalmış etnik-ulusalcılar bu görüşe dayalı
ideolojik/ulus-devlet özlem ve hırsı ile Kürt halkını sancılı maceralara
sürüklemektedir. Bu şekilde, Kürtleri İslam coğrafyası / medeniyetinin
onurlu-öncü bir üyesi olmaktan koparma çabası Kürt halkının geleceğini
ipotek altına alıp, ihtiraslar uğruna dar alana hapsetmeyi
hedeflemektedir. Bu milleti küçük ulus-devlet özlemlerine tutsak etmeye
çalışan akım ve örgütlenmeler, genç nesil üzerinde zihni gettolaşma
oluşturarak, bağrından asırlarca alim, meşâyih ve mütefekkir çıkartmış
bu halka İslami geleneğini, zengin medeniyet ve kültür birikimini
unutturarak, adeta hafızasını silmek suretiyle tarihsizleştirip,
jakoben-dayatmacı bir anlayışla, Türkiyede tek-parti dönemi projelerine
öykünerek tümüyle yapay bir toplum inşasını amaçlamaktadır.
İslam/din
karşıtı ulusalcı çevre ve örgütlenmelerin; Kürt halkını 'özgürleştirme,
bindestilikten kurtarma' adına aslında ebedi bir esarete mahkum etme
çabası içerisinde oldukları bilinmelidir.
Son olarak makalemi
Kürtçe bir cümle ile sonlandırıyorum.. Qetandina Kurdan ji İslâmiyeté
nabe sebeba azadi o xilasbuna wan, çan ko Seydayé Mele Saidé Bediuzzeman
di bije belki be di bibe xiravbuna heyata wané him dünyewi him ji
ebedi. (Türkçesi: Kürtlerin İslâmiyetten kopması, onların
özgürleşmelerine ve kurtuluşa ermelerine sebep olamaz. Bediüzzaman'ın
dediği gibi: Hem dünya hem de ebedi hayatlarını harab etmeye yol açar.)