Main Registration

Login

Welcome Guest | RSSThursday, 2024-03-28, 10:50 AM
[ New messages · Members · Forum rules · Search · RSS ]
  • Page 1 of 1
  • 1
Forum » Kürt Tarihi » Kürt Tarihi » Kürt Tarihi (6)
Kürt Tarihi (6)
volongotoDate: Tuesday, 2011-10-04, 10:04 PM | Message # 1
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Kürt Tarihi (6)



fktyasar@mail.com

(Goti’ler-Korti’ler-Kardu’lar)

“Kürtler özgür olsaydı eğer, bugün dünyanın en uygar toplumu olurlardı” (Halfin)

Bazı tarihçiler Kürt diline ait kelimeleri telafuz ederken fonetik açıdan Kürtçeye yabancı kalmaktadırlar.

Horri-> Hurri, Someri-> Sümer, Goti-> Guti, Lolo-> Lulu diye kafamıza kazınmaya çalışıldı, ama bilinçli, ama bilinçsiz yapılan buna benzer hatalı telaffuzlar bizleri orijinal diksiyondan koparmaktadır. Kürtçede bulunan pek çok ses diğer halkların dilinde ya yoktur, ya da farklıdır. Dolayısıyla bizde olan ses zenginliğini onların egemenliğine veya kıt fonetiğine kurban etmemeliyiz.

Örneğin, Bizim “Kordi” diye okuduğumuzu yabancılar “Kardy-Kardu” diye telaffuz ederler. Türkçede de “Kurd” -> “Kürt”, “Kurdi” -> “Kürtü” gibi telafuz edilir. Kürd’e ait tüm değerleri yok etmek isteyen Türkçeye baktığımız zaman, ana fiillerin genellikle tek sesten oluştuğunu görürüz! Ör: ” gel, git, al, ver, vur, öl, gül, sar, kır, çal, sal, koş, coş, dur, gör, in, bin, sür, gir, çık, yat, bat, var, sar vb gibi... Bu da at sırtında yaşayan Türkmenlerin yan yana gelen ve huysuzlanan atların hareketinden konuşmaya yeterince zaman bulamamasına dayanmaktadır. Halit Ziya Uşaklıgil “Güzel Türkçemiz” adlı eserinde Türkmenlerin at sırtında ve savaş meydanlarında dil sahibi olduklarını yazar. At sırtında ve savaş meydanında oluşan bir dilde fazla duygu aramamak gerekir. Oysa gelişmiş olan dillerde diyaframdan gelen ses, boğazdan dil ucuna varıncaya kadarki sürede duygu, jest ve mimik yükleyerek ortaya çıkar.

Bu yüzden Osmanlı sarayında fonetik zenginliğiyle iltifat gören Kürt müziği ve edebiyatı Türkçeyi değişime zorlayarak Osmanlıcaya dönüştürdü. Ancak, Türkçe TC sürecinde aslına dönmek istediyse de yabancı dillerden beslenmek zorunda kalarak zar-zor devlet dili haline gelebildi. Yani Türkçe okuduğunuzu sandığınız bir makalenin yüzde ellisinden fazlası yabancı sözcüklerden oluşmaktadır. Bu sözcükler, Kürtçe, Arapça, İngilizce, Rusça, Fransızca, Latince vb gibi…

Hal böyle iken suni bir fonetikten beslenmek yerine, kendimize ait orijinal seslere/diksiyona sahip çıkıp, dilimizi yozlaştırmaktan koruyalım, derim.

GOTİ’LER:

Arya boyları diğer halklarla rekabet ve mücadele ettikleri gibi kendi aralarında da rekabet ve mücadele etmekteydiler. Ancak Aryan’ların kendi aralarındaki rekabet kültür, sanat ve tarım alanındaki gelişmeleri kapsadığı için Mezopotamya uygarlıkların beşiği haline geldi.

Öte yandan Aryan’ların gelişmişliğinden faydalanmak isteyen düşmanları ise, özellikle Arap soyundan gelen Akad’lar, gelişmeye ayak uydurmak için işçi ve paralı asker olarak Arya şehir devletlerine sızarak casusluk yapıyorlardı.

Zagros dağlarında aşiret toplulukları halinde yaşayan Goti’ler de Somerlerin Mezopotamya’da geliştirdikleri uygarlıktan faydalanmak için, aşiretler arası birlik kurmaya çalışıyorlardı. Ve M.Ö.2600 yıllarında Kamassi adındaki güçlü bir aşiret reisi tüm aşiretleri bünyesinde toplayarak GOTİ Devletini kurdu. Aşiret birliğini sağlayarak devlet kuran Kamassi, krallığını ilan ederek Dicle Nehrinin doğusundan Babil’e kadar olan bölgeyi ele geçirip hükmetmeye başladı.
Attachments: 8418225.jpg (7.1 Kb)
 
volongotoDate: Tuesday, 2011-10-04, 10:04 PM | Message # 2
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Gotilerin Mezopotamya düzlüklerine indikten sonra Kerkük yakınlarında Arafa adlı bir şehir kurarak başkent yaptıklarını, savaşlarda kazandıkları ganimetleri bu kente taşıyan Gotilerin, ele geçirdikleri Somer (Sumer) şehirlerinin yöneticilerini vergi vermek şartıyla yerlerinde bıraktıklarını yazılı belgelerden anlıyoruz. Somer tanrılarına taptıkları gibi, sosyo-kültürel bağları sebebiyle ele geçirdikleri Somer şehir devletlerine fazla zarar vermeden özerklik tanıyan Gotilerin Akad’lara karşı daha yıkıcı olmaları Aryan boyları arasındaki akrabalık ilişkilerine dayandırılmaktadır.

Bu arada Mezopotamya düzlüklerini egemenliğine alan Gotilerin güçlenmesinden kaygılanan Akad’lar savaş hazırlıklarına girişirler. Akad kralı Naramsin M.Ö.2300’lerde Goti’lere karşı saldırılar düzenleyerek Elam’ın başkenti Sus şehrini ele geçirir. Yıkıcı Akad saldırıları karşısında Aryan boyları birleşmek zorunda kalırlar. Lolo kralı Anubanin Goti’lerde birliği sağlayarak Akad’lara karşı saldırıya geçer. Sağlanan birlik karşısında tutunamayan Naramsin yenilince, tahtını ve topraklarını korumak için Gotilere büyük bir vergi verip Akad’ı yıkımdan kurtarır. Bu durum, Akad ve Someri yazılı belgelerinde tanrı Marduk’un cezası olarak yorumlanmıştır. Bugün Paris Louvre Muzesinde bulunan Naram-sin anıtı Arya kültürü ve ülkesi hakkında önemli bir belge olarak kabul edilmektedir.

Naramsin’in oğlu Şar-Kali-Şar tekrar Gotilere karşı savaşmaya girişse de başarıya ulaşamaz ve yenilerek geri çekilmek zorunda kalır. Akad kralı Rimuş ve Maniştsu zamanında da bu savaşlar devam eder ve zaman zaman Gotiler yenilgiye de uğratılır. Ancak birleşik Aryan aşiretler topluluğu olan Goti’ler, Akad’ların ele geçirdikleri yerleri tekrar geri alarak Akad devletini bir daha dirilmemek üzere tarih sahnesinden silerler.(M.Ö.2233 )

Goti’ler bir tek krallık ailesine bağlı değillerdi. Pek çok aşiretten oluşan bu topluluk üç yılda bir toplanıp kendi aralarında bir GOTİ KRALI seçerlerdi. Bir defa seçilen bir daha da seçilebiliyordu.

Goti’lerin son dönemlerinde aşiretler arasında baş gösteren huzursuzluklar Goti birliğini zayıflatınca Lolo, Sus (Elam), Kémaş ve Erdéla aşiretleri birlikten ayrılırlar.

Somerlerin Ur şehir Devleti bu zayıf durumdan faydalanarak Goti’lerin hâkimiyetine son verir ve Mezopotamya’da Ur hanedanının hâkimiyetini sağlar. Uruk kralı Hengal zamanında yazılmış bir yazıtta, dağların cinleri olan Goti’lerin yenildiği ve böylece bölgedeki hâkimiyetlerine son verildiği, anlatılır.

Somerlerin Ur hanedanına yenilen Goti’ler Zagros dağlarına geri çekilirler.

Goti’lerin Zagros dağlarına geri çekilmelerinden sonra, Akad soyundan gelen Asur kralı Salmanasar Goti halkı hakkında şöyle der:” Goti kavmi, semada yıldızlar gibi parladı, yalnız zirvelikte değil, azim, şiddet ve tahribatta da meşhur oldular”

Ayrıca Asur yazılı belgelerinde bu halka Goti ve Korti, Somer yazılı belglerinde ise Goti, Gardo ve Kardo olarak rastlanmaktadır. Bu isimlerin hepsi aşiretlerden oluşan ve dağlarda yaşayan bir halk anlamında kullanılmıştır.
 
volongotoDate: Tuesday, 2011-10-04, 10:05 PM | Message # 3
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Goti’lerin Zagros’lara çekildikten sonra Kral Tigran tarafından birleştirilerek orta Zagros’larda yeni bir devlet kurduğu tarihi belgelerde belirtilmektedir. Bu devletin adı ANZAN olup Kürtlerde ‘dağdaki yaşam’ anlamında kullanıldığı, bunun da zamanla zazan ve zozan (yayla) olarak değiştiği bilinmektedir.

Bu krallıkla ilgili yeterli bilgiye rastlanmamakla birlikte Kurdistan’ın Mal-a Mir, Gol-a Fıra ve Şıkeft-a Sıleyman’da yapılan kazılarla bazı belgeler elde edildi. Elde edilen Arice yazılı belgelerde Anzan kralının imaret ve yolar yaptırdığı ve kendisine tanrılar tarafından verilen zenginliğe şükrettiği yazılıyor. Bu devletin Med İmparatorluğu zamanına kadar varlığını devam ettirerek Med İmparatorluğuna katıldığı bildirilmektedir.

KÜLTÜR ve SANAT

Mezopotamya’ya hükmettikleri dönemde pek çok eser bırakan Goti’lerin, mimari alanda ve el sanatlarında diğer Aryan boyları ile benzer özellikleri taşıdığı gibi, kullandıkları dilin de Aryan dil ailesine mensup olduğu belgelerle tespit edilmiştir.

El sanatlarında renkli seramikler yaparak üstünü bitki, hayvan ve insan figürleri işleyerek süsledikleri, bakır ve diğer madenlerden ev eşyaları ve tarım malzemeleri yaptıkları, kılıç, kalkan, ok, mızrak, balta vb gibi savaş aletlerinin yanı sıra altın ve gümüşten çeşitli süs eşyaları, vazo, kâse, sürahi, yüzük, bilezik, gerdanlık gibi eşyaların yapımında da usta oldukları görülmüştür.

Ticaret alanında ise komşu devletler ve indus ülkeleriyle ilişkileri olduğu yazılı belgelerde görülmüştür. Kaya resimleri ve heykelcilikte de ileri olan Gotiler, inanç alanında da diğer komşu halklar gibi çok tanrılı dönemi yaşıyorlardı.

Bugün bile Zagros’ların bakir coğrafyasında binlerce yıllın gelenekleri ve görenekleri mevcut yapı ve sanat eserlerinde izini devam ettirmektedir.

KAYNAKÇA:

Arya Uyg.Kürtlere-S.M.Toli

Kürdistan Tarihi –E.Xemgin

Kürtler-B.Nikitin

IX.yy.da Kürdistan -Halfin

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
 
Forum » Kürt Tarihi » Kürt Tarihi » Kürt Tarihi (6)
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

Copyright MyCorp © 2024