Main Registration

Login

Welcome Guest | RSSSaturday, 2024-04-20, 8:39 AM
[ New messages · Members · Forum rules · Search · RSS ]
  • Page 1 of 1
  • 1
Forum » iç Anadolu Kürdleri » Orta Anadolu bozkirlarinda bir Kürd köyu Tavsançali » Cemşit Bender ve Kürt işçisi
Cemşit Bender ve Kürt işçisi
volongotoDate: Wednesday, 2012-03-07, 9:07 PM | Message # 1
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
M. Latif Yıldız
Cemşit Bender ve Kürt işçisi

12 Eylül 2011 Pazartesi 00:36
mlatifyildiz@hotmail.com

Ağustos ayının başlarıydı, iki yıl önce internet üzerinden tanıştığım, makalelerimi titizlikle takip eden ve Norveç’te bir lokanta işleten Abdullah Baran aradı. Bana yerine göre “amca”, bazen “dayı” diyen Baran tatil için Türkiye’ye geleceğini ve beni de ziyaret etmek istediğini söyledi.

Abdullah Baran’ı tanıdığımda Konya Cihanbeyli Kürtlerinden olduğunu bilmiyordum. Vatka ki eşinin genç yaşta vefatını ve Konya’da defnini bir vesileyle ile öğrene kadar.

Doğrusu bu vefalı okuyucumun acı gününde ona çok yakın olmama rağmen tazizsine gidememenin üzüntünü yaşadım. Mail ve Facebook yoluyla bunu kendisine ilettim. O zaman bu değerli Kürt ile dostluğumuz pekişti.

Alanya’da tatil boyunca soğuk algınlığı, falanjist, ishal ve yaşın getirdiği dirençsizlik sonucu 10 gündür hastalıkla mücadele halindeydim. Konya’ya yeni gelmiştim. Telefonum çaldı, bakıp bakmama arasında gidip gelirken ısrarla arayınca baktım. Telefonun öbür ucunda Abdullah Baran vardı. Konya’da olduğunu ve benimle görüşmek istediğini söyledi.

Hasta olmama rağmen bu vefalı dostla görüşemezlik yapamazdım. Reklam ofisinde görüşmek üzere randevulaştık. Ofiste gelen Baran beraberinde unutulmaz ve benim için paha biçilmez bir hediye ile gelmişti. Rahmetli Kürt bilgini, dostum, 40 yıllık arkadaşım, rehberim, öğretmenim namı değer Cemşit Bender; gerçek ismi ile Mehdi Halıcı adına ithaf edilmiş “ Kürt Bilgeden Kürt İşçiye Mektuplar” isimli kitabı armağan etti. Kitap’ta benim Cemşit ağabeyin ölümü üzerine yazdığım makalemde yer alıyordu.

Abdullah Baran’ın bu kadirşinaslığı, bana duyduğu hayranlık ve saygıyı Cemşit ağabeye ithaf ettiği kitabı okuyunca bütün Kürt bilginlerine, aydınlarına, yazarlarına ve de sanatçılarına gösterdiği anladım. Doğrusu para, pul, yat, kattan başka gözleri bir şey görmeyen bazı gurbetçinin aksine Abdullah Baran’ı bu tavrı nedeniyle ne kadar övsem azdır.

Baran, Kürt aydını, bilgesi Cemşit Bender’in İzmir’den Norveç’e yazdığı mektupları derlemiş. Kitabın arka sayfasına da“ Bu kitabı bir Kürt Belgesi olan Cemşit Bender’in (Mehdi Halıcı) yaşamını Avrupa’da lokantacılıkla kazanan bir Kürt işçiye ( Abdullah Baran) 2006 – 2008 yılları arasında yazdığı mektuplar ile oluşuyor.” diyordu.

Baran’ın kitabındaki Bender’in mektuplarını okuyunca geçmişte bana yazdığı mektuplar, gönderdiği bayram kartları, imzalayıp verdiği kitaplarını hatırlayarak derin bir düşünceye daldım. Acaba Abdullah Baran gibi insanlarda olmazsa Kürt aydınlarının sahipsizliğine, yalnızlığına kimler arka çıkacak. Onları korkarak ama yapılması gereken görevi yaparak geleceğe ışık tutan eserlerini ve isimlerini kim ayakta dik tutacak diyerek acı bir tebessümle düşünmeden edemedim.

Hani derler ya insanlar ikiye ayrılır: “ Varlıklı olmak isteyenler ile var olmak isteyenler!” Bender gibi birçok Kürt aydınları da var olmak isteyenler oldukları için Kürt insanına değeri para ile biçilmez eserler bıraktılar. Onlara sahip çıkalım.
Attachments: 9009704.jpg (6.2 Kb)
 
volongotoDate: Wednesday, 2012-03-07, 9:08 PM | Message # 2
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
KORKU VE CESARET

Cemşit ağabeyi yazarken hep 24. 10. 2005 tarihinde imzalayıp takdim ettiği “Kürt Tarihi ve Uygarlığı” kitabından sonra; Mayıs 1996 tarihinde Berfin yayınlarından çıkan “Korku ve Cesaret, Kürt tarihine sataşanlar” kitabının ilk sayfasında bana hitaben yazdığı “ Değerli hem şehrim, Sevgili Dostum, Can Sayın Latif Yıldız’a sevgi ve saygılarımla. Cemşit Bender. 21.09.1996- İzmir” imzalı nezaket ve sevgi kokan satırlarını anımsadım.

İşte o kitabın başlığında yer bulan “Korku ve Cesaret” beni öylesine etkileyen bir kitap ki kısaca sizinle de paylaşmak isterim. Sayısız sataşma ve saldırılara kitabında cevap veren Bender sırada yer alan “Korku ve Cesaret” başlıklı bölümde bakın ne yazıyordu:

Norveç’te küçük bir ilçenin Belediye Başkanı olan Petersen İkinci Dünya savaşında Alman Nazi SS’lerin değiştirmediği bir Belediye Başkanı. Petersen her gün Belediyeye gelir, koltuğuna oturur ve Naziler ile dost gibi görünen bir başkan imajını çizer. Aslında vatanının kurtarmak ve Almanları ülkesinden atmak için kurulan gizli örgütte sabotajlar yapan, eylemler düzenleyerek, onlara karşı amansız savaş veren büyük kahramanlıklar yapan biri.

Günün birinde başkan evinde gazetesini basarken yakalanır. SS’ler onu Belediye başkanlık binasına götürürüler. Koltuğuna oturan bir Alman binbaşı, iki dakika içinde ölüme mahkûm eder. 25 yıllık odacısı Ove Sau büyük bir hayranlık ve saygı duyduğu Başkan’a şu soruyu sorar: “Korkuyor musun?” Başkandan “Evet, korkuyorum” yanıtını alır.

Odacı Ove Sau aldığı yanıtla yıkılmıştır. Bu durumu gören başkan gülümser ve şunları söyler “ Ben bu girişimleri yaparken de ölümden korkuyordum. Ama ölümden korkmak benim bu eylemleri yapmamı engelleyemezdi. Onurlu insan hem ölümden korkar, hem de yapılması gerekeni yapar” der.

Sevgili Cemşit Onurlu bir insan olarak 81 yıllık ömründe Mehdi Halıcı olan adını “Cemşit Bender” olarak değiştirip Kürtler için eser vermeye adamıştı. O Norveç’te ölümsüz Petersen mezarına uğradığında eşinin niçin Petersen’e bu kadar önem veriyorsun sorusuna.

“Bu gördüğün toprağın altında bir ölü yatmıyor. Bu toprağın altında ‘onurlu insan, hem ölümden korkan, hem de yapılması gerekeni yapar’ diyen bir yiğit yatıyor. Bana göre korkmadan ölüme gitmek çok doğal, korkarak görevini yerine getirip ölüme gidiyorsan, ver senin elini öpeyim..” diyerek cevap verir.

Korku bir insani histir ve Kürtler de görevlerini yaparken korkabilirler insandır, robot değiller. Eminim Cemşit Bender Fransa’nın Cezayir’i işgal için silahların yüklediği trenin raylarına kendini kelepçelerken, tren yanı başında durana kadar çok korkmuştu. Çünkü o makinist iflah olmaz bir faşist, bir militarist, acımasız bir insan olabilirdi.

Bunları niye mi yazıyorum, sorunun bir parçası olan ve fakat korktukları için hiçbir aktivitede bulunmayan Kürtlere seslenmek için. Elini taşın altına koyan Kürtlerin de en az onlar kadar korktuklarını Cemşit ağabeyin kitabında geçen hikâyeyi aktararak hatırlatmak istedim. Vicdanı, onuru, haysiyeti olanlar biraz olsun düşünsün istedim.
 
volongotoDate: Wednesday, 2012-03-07, 9:08 PM | Message # 3
Major general
Group: Administrators
Messages: 457
Reputation: 0
Status: Offline
Son günlerde Mehmet Metiner’in başına gelen olumsuzluk ile diğer Kürtler de karşılaşmasın istedim. Öyle “binlerce kez özür diliyorum, o benim cahiliye dönemimdi” gibi onur kırıcı bir duruma hiçbir Kür’dün düşmesini istemediğim için. Cemşit hocanın “Korku ve Cesaret”ini, sevgili dostu Abdullah Baran sayesinde hatırlayarak buraya aldım.

Bir Kürt aydını olarak ben ve rahmetli Cemşit Bender’in dönemlerinin aksine 2011 yılında Kürtlerin “Korku duvarını” aştıkları bu dönemde hiç olmazsa barış için, silahların susması, kardeşkanının daha fazla akmaması, ne Türk, ne de Kürt gençlerinin ölmemesi için ellerini taşın altına koymayanlar açısından uyarı görevimi yapma gereğini duyduğum için.

12 Eylül’de ülkemizde akan kanı durdurma bahanesiyle vesayetçi komutanların militarist yaklaşımları sonucu bu ülkede Kürt ve Türk halkına yapılanları unutmadık. Özelde Kürt halkına yapılanlardan sonra ortaya çıkan kardeş kavgasının 32. yıl dönümünde sivil vesayet eğiliminde olan iktidar olmuş muktedirlerin yeni bir savaş hazırlığı içindedirler. Buna dur demek için, savaş, silah ile bu sorun 300 yıldır hal edilmediğini, 300 yıl daha sürse silah ile hal edilmeyeceğini korkuyorsanız bile haykırarak görevinizi yapmanız için yazdım.
 
Forum » iç Anadolu Kürdleri » Orta Anadolu bozkirlarinda bir Kürd köyu Tavsançali » Cemşit Bender ve Kürt işçisi
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

Copyright MyCorp © 2024