Main » 2011 » August » 31 » Kürt Kadın Devrimci Leyla Kasım'ın Son Günleri
8:04 PM
Kürt Kadın Devrimci Leyla Kasım'ın Son Günleri
O ve arkadaşları şehirden köylere, dağlara Kürt devrimini yaymak için
yola çıkmışlardı. Saddam'a suikast iddiasıyla dört arkadaşıyla idam
edilen Leyla Kasım'ı ablası ve arkadaşları anlattı.
İdam
edilmeden önce Leyla annesine şunları söyleyecekti: "Kürt ve Kürdistan
davasına adadığımı, bu mücadele uğrunda idamı onurla karşıladığımı
söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam’ın ne kadar zavallılaştığını
gördüm. Anne bizim şehatedimizle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük
bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin saç örgülerimden
bayrak yapsınlar.”
Kürt kadının direniş sembolü oldu.
Kürdistan’ın dört parçasında doğan kız çocuklarına Leyla ismi verildi.
Gözleri kahverengi, uzun saçları vardı. Çalışkan, tez canlıydı.
Arkadaşları, ekmekleri çaya doğrayıp yediğinde ona hep imreniyorlardı.
Leyla
Kasım, 1950 yılında Kerkük’e bağlı Xanekin kentinde dünya ya geldi.
Gece yarısı dünya’ya geldiğinden dolayı babası Arapça ‘gece’ anlamına
Leyla ismini koydu. Beş kardeşin ikinci çocuğuydu. İlkokulu Wend
okulunda okuyan Leyla, derslerinde başarılıydı. Gençlik yıllarında Kürt
mücadelesine ilgi duymaya başladı.
Baas rejiminin Xaneqin’i
Araplaştırma politikaları yüzünden ailesiyle birlikte Bağdat’a taşınan
Leyla Kasım, sosyoloji bölümünü kazandı. Gençlik hareketinin içinde yer
alan Leyla ve arkadaşları Kürt özgürlük mücadelesini Irak’ın başkenti
Bağdat’a taşımışlardı. Bu yüzden de Saddam rejiminin hedefi haline
geldiler.
29 Nisan 1974’de bir gece yarısı istihbarat güçleri
tarafından evden alınmıştı. İstihbarat sorumlusu "Saddam’ın öfkelendiren
Leyla sen misin?” diyerek, Ebu Greyb cezaevine götürüldü. Leyla;
Bağdat’ta bir sinema salonuna bomba koymak ve Saddam Hüseyin’in Mısır
dönüşünde havaalanında eylem planı yapmakla suçlandı. Saddam’ı taşıyan
uçağın iki saat geç kalmasıyla saldırının deşifre olduğu iddia edildi.
SADDAM’IN KIZDIĞI AN…
Bir
kaç gün sonra ise ailesine Leyla’nın idam edileceği haberi verildi.
Ferah adında bir Kürt tutukluyu görme gerekçesiyle Ebu Greyb’e giden
annesi Leyla ile görüşme fırsatı yakaladı. Ablası Sabiha Kasım,
Leyla’nın şunları söylediğini aktardı:
"Güzel annem; tasalanma,
ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve Kürdistan için savaşıyorum.
Dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını,
ilkelerimden taviz vereceğimi zan ediyordu. Hatta mücadeleden vazgeçmem
için maddi tekliflerde bulundu. İstediğim okullarda öğretmenlik
yapabileceğim vaadinde bulundu.
Fakat ben bunları kabul
edemeyecek kadar onurlu olduğumu halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi
Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı, bu mücadele uğrunda idamı onurla
karşıladığımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam’ın ne kadar
zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı
uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç
örgülerimden bayrak yapsınlar.”
Sadece Güney’de değil bütün
Kürdistan’da direniş ve modern Kürt isyanın sembolü olan Leyla, Saddam
rejimi idam edilmeden önce onu televizyona çıkartmıştı. Gözleri
çıkartılmış saçları darmadağındı. 20 gün içinde arkadaşları Neriman
Mesti, Cevat Murat, Hesen Heme Reşit ve Azad İman ile idam edilen
Leyla’nın mezarı şimdi Necef’te bulunuyor.
Ölümünden yıllar sonra
kardeşinin hikayesini ANF’ye anlatan ablası Sabiha Kasım, daha gençlik
yıllarında ailesinin uyarılar karşısında Leyla’nın "Olacaksa bir ölüm,
Leyla sıradan bir ölümü kabul etmeyecek” dediğini aktarıyor. Sabiha
Kasım, idamdan sonra sürgün edildiklerini ve evlerinin günlerce asker
ablukasında kaldığını söylüyor.
‘LEYLA KİTAPLARA SIĞMAZ’
Şu
anda Selahattin Üniversitesi Öğretim üyesi olan Fayze Hüseyin ise ve
Leyla Kasım’ın çocukluk arkadaşı. Ortaokul ikinci sınıfta iken Leyla ile
tanıştığını hatırlatan Fayze Hüseyin "Gözleri kahverengi, güzel uzun
saçları vardı. Çalışkan, tez canlıydı. Onu tanıtmak için bir kaç kitabın
yazılması lazım” görüşünü savunuyor.
Leyla ve arkadaşlarının
idamlarının uluslararası düzeyde belgelenip Halepçe ve Enfal katliamları
gibi gündemleşmediğine dikkat çeken Fayze Hüseyin bunun nedenlerini
şöyle sıraladı: "O yıllarda Kürt hareketi dışarıdaydı. Ayrıca komşu
egemen devletler Saddam’la ittifak halindeydi. Dünya da zaten idamlara
sessiz kaldı.”
Yazar Ehle Mansur ise Leyla Kasım’ın çocukluk
arkadaşı ve komşuları. Mansur çocukluk o yıllara ait anıların şöyle
anlattı: "Babası her Perşembe Leyla’yı bizim eve getiriyordu. Bizim
bahçede oynuyorduk. Akşamları ayrılırken Leyla ile kucaklaşıyorduk.
Ayrılmak istemediğinden ağlıyordu. Leyla çok çalışkandı. Ekmekleri çaya
doğrayıp yediğinde hepimiz ona imreniyorduk. "
Daha sonra Leyla
Wend okuluna, kendisinin ise Xaneqin’deki bir okula yazdırıldığını
söyleyen Mansur "Yine de tatil günleri görüşüyorduk. Çok oyun oynuyorduk
hiç bir birimizden rahatsız olmuyorduk. Okuduğu her kitabı adeta
ezberliyordu. Bazen okuma yarışına girerdik. Kolej sınavlarına 18 kız
öğrenci olarak katıldık. Sadece Leyla ile ikimiz kazandık” dedi.
‘DEVRİMİ KENTTEN KIRSALA YAYMAK İSTEDİLER’
Ehle
Mansur, idamlardan sonra artan baskılar üzerine Bağdat’taki Kürt
öğrencilerin çoğunun savaşmak için dağa çıktığına dikkat çekerken, bir
diğer arkadaşı Fayze Hüseyin ise Leyla’nın Bağdat’ta yaratığı mücadele
tarzının diğer devrimci hareketler için de yeni bir kapı açtığını
belirtiyor.
1976-1977 yılarında farklı ideolojilerden bir araya
gelen birçok kişinin Kızıl Şahinler adlı bir grup kurduğunu hatırlatan
Fayze Hüseyin, grubun Leyla’nın mirasını devir aldığını düşünüyor.
Zaten Hüseyin’in sözüne ettiği grup rejimin üst düzey isimlerini hedef
aldı ve ilk eylemleri devletin basın yayın sorumlusu Osman Faik’in
öldürülmesiydi.
Fayze Hüseyin, Leyla Kasım ve ondan sonra
Bağdat’taki devrimci grupların amaçlarını ise şöyle açıkladı:
"Hedefledikleri mücadele biçimi şehirden köylere doğru devrim dalgasını
yaymaktı. Çünkü işçi sınıfı şehirde gelişiyordu. İşçi sınıfının
bilinçlenmesiyle mücadelenin başarıya ulaşacağına inanıyorlardı.”